Bir telaş var, yeni bir şeyler alıp
giyme, kuaföre gidip bakım yaptırma, aileyle bir araya gelip hasret giderme ve
hepsinden önemlisi şükretme....
Annem ve kayınannem özene bezene hazırlamışlar sofrayı, herbiri sevgilerini katmışlar her lezzete. Babalar ise ayrı gururlu, soyadlarına bağlı herkes masanın etrafında.
Eksik olmasın isterdik ama elde değil...
"Bugün Senin çalışmalarının başladığı, ilk günün yad edildiği gündür." diyor Roş Aşana Musaf duasından alıntı. İlginçtir, Yahudi geleneğine göre Roş Aşana'da, T-nrı'nın kâinatı değil insanı yarattığı günü anarız. Yaradılışın ilk günü İbrani takvimine göre 25 Elul'dur. Buna göre, Roş Aşana günü olan 1 Tişri, ilk erkek ve kadın yani Adem ve Havva'nın yaratıldığı, Yaradılışın altıncı günüdür. Yani 6.sırada olan insan, kutlamada 1.sırada yer almıştır.
Kutladığımız bu bayramda manevi gelişimimize katkıda bulunacak kararlar almakta eski bir gelenektir. *
Annem ve kayınannem özene bezene hazırlamışlar sofrayı, herbiri sevgilerini katmışlar her lezzete. Babalar ise ayrı gururlu, soyadlarına bağlı herkes masanın etrafında.
Eksik olmasın isterdik ama elde değil...
"Bugün Senin çalışmalarının başladığı, ilk günün yad edildiği gündür." diyor Roş Aşana Musaf duasından alıntı. İlginçtir, Yahudi geleneğine göre Roş Aşana'da, T-nrı'nın kâinatı değil insanı yarattığı günü anarız. Yaradılışın ilk günü İbrani takvimine göre 25 Elul'dur. Buna göre, Roş Aşana günü olan 1 Tişri, ilk erkek ve kadın yani Adem ve Havva'nın yaratıldığı, Yaradılışın altıncı günüdür. Yani 6.sırada olan insan, kutlamada 1.sırada yer almıştır.
Kutladığımız bu bayramda manevi gelişimimize katkıda bulunacak kararlar almakta eski bir gelenektir. *
Bizler bu bayramı simgesi olan bal ve elmayla anarız. Neden acaba?
Merak etmek çocukça bir dürtü olsada
sorgulamayan insanlık biraz merakla araştırıcı ruhunu yolculuklara çıkarırsa
keşfedeceklerinden ne kadar keyif alıyor.
Elma tatlıdır, en azından öyle
biliyoruz. Peki balı üreten arı tatlı mı? Son derece tehlikeli, soktuğunda
acılarla bizi kıvrandıran bu hayvanın ne ilginçtir ki ürettiği elmadan bile
tatlı. Bu hayatta bize acı diye gözüken
olayların aslında sonucunun acı olmayabileceğine ulaştırıyor. İlginç bir bakış
açısı değil mi? Bayramın sonunda elmayı bala banıyoruz ve diyoruz ki “Günlerimiz
tatılıkla geçsin ve bize acı verenler sonuçta daha da tatlılıklar getirsin.”**
İşte
acılarla dolu yüreğime dönüp baktım bende bu yeni sene başlangıcında, çoçuk
halime seslendim. Ne zaman onu unuttuğumu hatırlamaya çalıştım. En son ne zaman
yakartop oynadığımı, saklambaçta sobelendiğimi, rüzgara karşı koştuğumu hatırlamaya çalıştım. Küçük Prens sunumumdaki demiryolu makasçısının dedikleri çınlıyor kulaklarımda;
“ Hiçkimse bulunduğu yerde mutlu değil, sadece çocuklar burunlarını cama
dayayıp dışarıya bakıyorlar, yetişkinler ya uyuyorlar ya da esniyorlar.”
Bir
dostumun sunusundaki*** şu sözlere takıldım;
“ Yeni doğanlarda 350-400 gr. kadar olan
beynin gelişerek erişkinlerde 1300-1400 gr. ağırlığa erişmesi için beynin yani
sinir hücreleri arasındaki bağlantıların gelişmesi gerekiyor.Bu
sinirsel bağlantılar da yaşantılardan ve yaşanılan ortam ve koşullardan çok
etkileniyor.”
Anlayacağınız beynimizi geliştirirken içinde biraz çocukluk
bırakalım ki yaşanan zaman keyifli olabilsin.
Peki ya zamanı ötelersek? Kimi sorunların
çözülemeyecek boyuta gelmesine sebebiyet vermiş olabilir miyiz? Cevap belkide St. Augustinus ****dediği gibi...
“Bir tek zaman vardır. O da “Şimdiki zaman”. Geçmiş, şimdiki zamanda bellek, gelecek ise şimdiki zamanın beklentileridir.”
Bu durumda yeni senede kendi belleğimi gözden
geçireceğim, önce katil olup, kendimi öldürmeliyim. Tüm bildiklerimi
sıfırlamalı ve sonra yeniden doğmalıyım istediğim gibi biri olarak. Ancak
öldürmeden önce tüm yaptığım yanlışlıkları itiraf etmeli, onlardan özür dilemeliyim.
Anlayacağınız "Tadilata giriyorum."
Çevreye verdiğim ve vereceğim rahatsızlıklardan dolayı özür dilerim...
4 TEMMUZ'da görüşmek üzere...
**
Aron Moss Kabbalah, Talmud ve
uygulmalı yahudi eğitimi veren bir hahamdır. Sydney, Avustralya’da
yaşamaktadır.
*** İ. Çilesiz
****Ortaçağ döneminde yaşamış olan ünlü Hıristiyan düşünürdür. Augustinus, bir tanrıbilimci olmasının yanı
sıra, Batı
düşüncesi içinde ünlü ve etkili filozoflarındandır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder