Pek ne yazacam fenomenim olmaz benim, herzaman bir konu bulurum ama tekrara düşmemek önemli bir ayrıntı. Sıkıcı olmamalı, azıcık gülümsetmeli, kalbe dokunmalı, çıkış göstermeli ve en çokta düşündürmeli. Ben böyle yazmayı seviyorum, sadece kendim okuyormuş gibi keyifli ve samimi yazmayı seviyorum.
Malum yılbaşı; bir yazı yayınlamam şart tabii ki. Blog
açıldığından beri yazdığım yılbaşı yazılarını açtım, okudum. Mutlu oldum. Çoğu
yazdıklarımı uygulamanın keyfini bir yudum kahve ve elmalı az şekerli kekle ödüllendirdim.
Ee peki bu sene ne yazılacak? diye düşünürken, sabah yatakta
bulduğum “beyaz tüy”ün yardımı diyelim; vakitsizlikten okunamamış Pazar
gazetesinde buldum yazı konumu...
İşte başlığım...
Teşekkürler "meleklerim" bana yolu gösterdiğiniz içinJ ( Beki İkala Erikli
teşekkür edin dedi, ettim...)
Osman Müftüoğlu’nun yazısına göre; fiziksel yapımız ne kadar
kuvvetli olursa olsun mutlaka ama mutlaka bir psikolojik güce ihtiyacımız var.
Bedenimiz nefis bir Ferrari ise, içine dolduracağımız yakıt enerjimizdir.
Bu güçlü ve çekici araba yakıtı olmadan 0 km hızında parkta
bekleyecektir. Yani bedenin enerjisiz kalma haline psikolojik yorgunluk
diyebiliriz. Herşeyimiz yerinde tam ve eksiksiz olsa da, tüm organlarımız tıkır
tıkır çalışıyor olsa da, damarlarımız tertemiz, kanımız delikanlı kanı gibi
gürül gürül aksa da, vitamin ve mineral depomuz full gösterse dahi sistemi
harekete geçirecek psikolojik güç yoksa işte sorun psikolojik yorgunluk oluyor.
Hayatlarımız gittikçe zorlaşıyor, ilişkilerimiz eski
anlamlarını kaybediyor, gücümüz azalıyor, huzur şarkı sözlerinde sadece. Hayat
“yatay genişleme ve çoğalma” eğilimi yerine
“dikey büyüme ve daha çok üretme” peşinde. İç hesaplaşmalarımız
yetersiz, bize eşlik eden sürecin aşırı hızına ruhumuzun yetişememesi hepimizin
ortak sorunu. Bu sebeple hepimiz hayatın bir yerini ıskalıyor, maneviyat
depolarımız azalıyor, mutluluk beklentiye dönüşüyor.
Hayatı iyileştirmenin yolu
ruhumuza iyi bakmaktan geçtiğini biliriz ama nedense onu koruyacak eylemlerde
bulunmayız.
Bunun adına depresyon diyorlar, türlü türlüsü var ama eğer
sadece anlamsız sinirlenmeler, aşırı tepki vermeler, kolay ağlamalar, sabah
yorgun uyanma şeklindeyse tam tanım psikolojik yorgunlukmuş.
Ben sadece tanı koyanlardan nefret ederim, eee şimdi ne
olacak? soruma cevap isterim. Yazıda bu da mevcuttu. Yani size kurtulmanın
ipucunuda veriyorum.
Dr.Gary Small’dan* Yorgunluğa reçete;
·
Yaratıcı olmaya bakın – Kitabım PENCERE
· Yeni hobiler edinmeye çalışın – zorlansamda
Zumba deniyorum.
·
Bir sosyal grubun gönüllü organizasyonuna
katılın-
YSK, başka söze gerek yok.
YSK, başka söze gerek yok.
·
Komşularınızla daha sık görüşmenin yollarını
arayın – Cuma akşamı yemek organize ettim komşumla
·
Arkadaşlık-Dostluk ilişkilerinizi güçlendirin-
Valla hepinizi tek tek arıyorum...
· Faydasız ilişkileri detokslayın- For sure
yapıyorum!
Anladım...Bendeki yalancı psikolojik yorgunluk. Bu
sene size dersem “Yorgunum” valla
inanmayın...
Gerçek şu ki, kendimizi kapattığımız dolapların kapakları
yeni senede açılsın. Ruhumuz bedenimizle keyifli bir sene geçirsin. Yanlış
denilenler bırakalım yanlış kalsınlar, başkaları için düzeltmeyelim. Yetişemiyorum
derken neyi kaçırdığımıza değil, neyi hedeflediğimize bakalım. Hep hatırlayalım, vitrinde yalnız
ben varım ve tek alıcı da benim. Yeni senede kendimi kendime satmanın yollarını keşfe
çıkıyorum. Bu yolculuk 365 takvim günü gün sürecek ve sona ulaştığımda kendimi kucaklayıp tebrik etmeyi hedefliyorum.
Carol Bolt'un AŞK ile ilgili cevaplar kitabını rastgele açtım, " Bu işi kendi başına hallet." çıktı, yetmedi tekrar açtım" Beyaz sayfa aç" çıktı.
Carol Bolt'un AŞK ile ilgili cevaplar kitabını rastgele açtım, " Bu işi kendi başına hallet." çıktı, yetmedi tekrar açtım" Beyaz sayfa aç" çıktı.
Açıyorum yeni seneye bir beyaz sayfa ve diliyorum, hepinize dinç, beklentileri ulaşılabilir, hedefleri
yakalanabilir, hayallerin peşinde koşacağınız, keyifli değişimlerin, ciddi
farkındalıkların ve en hayrında aşkların, sevgilerin bol olacağı bir yeni yıl
diliyorum. 2013 benim için bir çok yenilikleriyle kapıda... Sizin içinde öyle
olsun.
*Dr.Gary Small- Amerikalı, Alzehimer üstüne ciddi
araştırmaları olan yakışıklı (!) bir psikiyatristtir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder