Gergin ruhlar
olarak ya geziniyoruz güvenli saydığımız yerlerde ya da evimizin korunaklı
alanına çökmüş medyayı televizyondan ya da sosyal medya kanallarından
izliyoruz. Yürek korkmuş, sinmiş. Yürek acıyor ve umutsuz. İstenen ve beklenen
figüre dönüşmüş bireyler olarak korkakça acaba yarın toplantımı iptal mi etsem,
çocuğumu okula göndermesem mi, AVM’ye girmesem mi? sorularıyla boğuşurken kafa
dağıtmak adına seçtiğim yolu denedik ailece. Çocuk filmi seyrettik. Hem gülmek
hemde o filmelerin içindeki mesajları almak adına kurulduk ekran karşısına. Ucuz
seans tabir edilen saatte, 11.00’de.
Kahve ve muzlu
süt ile sahlep eşliğinde güvenli evimin güvenli odasında.
Seçilen film
KUNG-FU PANDA 3.
Her zamanki bir
görsel şölen. Konu ise kimse tarafından hatırlanmayan bir karakter olan doğaüstü kötü adam Kai'nin bütün
Çin'deki kung fu ustalarını yenmeye başlaması ve tüm iyi enerjileri çalıp kötülük için kullanmak
istemesi üzerine. Pandamız Po imkansız
bir görevi yerine getirmek üzere görevlendirilir. Kai yenerek yaşadığı yeri kurtarmalıdır. Ne kadar güncel olduğunu fark ettik. Kötülüğün
iyilikle savaşının zaten hep güncel olduğunu bilerek. Bir dolu iyi ruh ise hem ülkelerini hem de tüm
geçmiş varlıklarını kurtarmak için bir savaşçıya ihtiyaç duyar. Oysa o savaşçı
detay çünkü bir savaşçı yok. Ana fikir ise muhteşem, herkes içindeki savaşçıyı uyandırıyor ve evren
muhteşem bir CH’i enerjisiyle doluyor ve tabii ki savaş iyilerin lehine
sonuçlanıyor. Tıpkı evrende uzun vadade hep iyilerin kazandığı gibi.
Ch'i evrensel
yaşam gücüdür. Kusursuzca ve yürekten yapılan her hangi bir şey ile Ch'i yaratılmış
olur. Güzel bir beste yapan müzisyen, şiir yazan şair, enfes bir pasta pişiren
kişinin pastasıyla birlikte ortaya koyduğu Ch'idir. Ustaca bir sayı alan
tenisçi, bir tohum eken çiftçi ve yanındakinin kim olduğunu düşünmeden
sarılabilen bir beden Ch'i yi üretir. Güzel
bir evrende yaşamak için olabildiğince çok Ch'i akımı sağlamakta bizlerin
unuttuğu bir detay. Evrendeki her şey canlıdır, birbiriyle titreşim ve iletişim
halindedir. Dolayısıyla bütün evren birbirine görünmez bir bağ ile bağlıdır. Ve
evrendeki her şey “Ch’i” denilen yaşam enerjisiyle kaplıyken aynı
zamanda her şey de zıttıyla vardır. İyi-kötü, siyah-beyaz, gece-gündüz,
yin-yang, pozitif-negatif gibi. Bu durumda evrende bizi etkileyen hem pozitif
hem de negatif enerjilerin varlığını kabul etmeliyiz.
Ancak insan içindeki
CHI’ye inanırsa herşeyi değiştirebilir tıpkı filmdeki Panda’nın kendine
inandığı an yapabildiklerine kendisin şaşırması gibi. İçimizde muhteşem bir
iyilik gücü var ama ne yazık ki bunu kötülük, umutsuzluk, korkular, kaygılar adına kısa vadede harcıyoruz. Bazen bu olaylar
bunu farketmemiz için mi oluşuyor diye garip fikirlere bile kapılıyorum. İyiliğin
ve insanın sevme gücünün ortaya çıkabilmesi için
sarkaç diğer köşelere mi
çekiliyor diye.
Sevmekten ve
iyiliğin gücüne inanmaktan başka bir yol olmadığı fikrindeyim. Tüm giden
ruhlara rahmet, kalanlara sabır ve bizlere inandığımız huzurlu günleri diliyorum. Sevgiyle yaratacağımız güzel CH'i enerjilerinin evreni sarmasını ve katlanarak gene bizlere güzelliklerle dolu bir evren yaratmasını gönülden istiyorum. Ve biliyorum ki daha iyi bir dünya mümkün!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder