Iki arada...
Siz hiç iki kelime arasında
sıkışıp kaldınız mı?
Söylemek istediniğiz ya da duymak istediğiniz arasında boşlukta asılı duruyor gibi hissettiniz mi?
Örneğin günaydın ve canım yazan ama ötesi olmayan sözcükleriniz oldu mu?
Söylemek istediniğiz ya da duymak istediğiniz arasında boşlukta asılı duruyor gibi hissettiniz mi?
Örneğin günaydın ve canım yazan ama ötesi olmayan sözcükleriniz oldu mu?
Seni
seviyorum ve iyi geceler diyen ama arası boş olan uzun bir gününüz oldu mu?
Güneş doğarken ve ay çıkınca sarılıp, diğer anlarda çok uzak olduğunuz bedenleriniz oldu mu?
Kalbiniz sıcacıkken, ellerinizin buz tuttuğu oldu mu?
Belki de iki sözden başka söyleyecek kelimesi olmayan bir dostunuz oldu mu?
Güneş doğarken ve ay çıkınca sarılıp, diğer anlarda çok uzak olduğunuz bedenleriniz oldu mu?
Kalbiniz sıcacıkken, ellerinizin buz tuttuğu oldu mu?
Belki de iki sözden başka söyleyecek kelimesi olmayan bir dostunuz oldu mu?
Bütün bunların toplamına
verilebilecek bir isim düşünürken aklıma " BEKLENTİ" geldi.
Hiçbir şeyin yetmediği, hep bir fazlasını talep ettiğimiz günlerdeyiz. Mutluluk hep bir üst basamakta. Tavşan havuç oyunu misali asla yakalayamıyoruz. Ama tavşanda var, havuçta ve bu kimseye yetmiyor.
Hiçbir şeyin yetmediği, hep bir fazlasını talep ettiğimiz günlerdeyiz. Mutluluk hep bir üst basamakta. Tavşan havuç oyunu misali asla yakalayamıyoruz. Ama tavşanda var, havuçta ve bu kimseye yetmiyor.
Sabah kalkıyorsunuz birisi
aklına koymuş, kendinde de hak bulmuş, çıkmış meydana taramış milleti.
Kınıyoruz ve üzgünüz arasında başka yazacak sözcük yok.
Gururla sahnedeki gösteriyi seyrediyorken, alkışla gözyaşı arasındaki kestirme yol gibi.
Iki kelime ve sonrası boşluk.
Kınıyoruz ve üzgünüz arasında başka yazacak sözcük yok.
Gururla sahnedeki gösteriyi seyrediyorken, alkışla gözyaşı arasındaki kestirme yol gibi.
Iki kelime ve sonrası boşluk.
Ter akarken sırtından, bunun
calışmaktan değil de keyiften olduğunu anlayacak iki kelime arıyoruz illa ki. Ardından
kalbimiz hissediyor; Acı ve Kazanç.
Arası kocaman bir vadi.
Tuşlar tıkırdarken yürek
suskunsa, iki arada heyecan ve hüzün.
Gecenin bir yarısı baş ucundaki telefonun ekranı aydınlarısa; Deli midir nedirle, rüyasına girdim arasındaki derin çukur.
Gecenin bir yarısı baş ucundaki telefonun ekranı aydınlarısa; Deli midir nedirle, rüyasına girdim arasındaki derin çukur.
Yatarken sarıldığın sıcacık peluş bebeğin yüreği ısıtan sevgisiyle, sol yanındaki boşluğun sivri tepesinde asılı kalıveriyor insan.
Liste uzun uzun devam eder
iki arada.
Oysa o an olanla sonra olanı, neden-sonuçla biribirine bağlamak
derdindeyiz.
O an olan oluyor ve bizler hep bir sonraki kareyi ön görüp mutsuz
oluyoruz.
Olan oluyor. Hoşuna giderse devam, şikayet varsa değiştir. Illa ki
daha iyisiyle karşılaşacaksındır. Mevcutla baş etmekten, konfor alanında
kalmaktan gereksiz mutsuzluklarda yüzmek istemiyorsan, değiştir.
Tamam değiştiremiyor
olabilirsin. Kabul et o zaman.
Kabul hali ile mutlu uyanacaksın göz yaşlarıyla
ıslanmış yastığından. Sabah olduğunda göz yaşları çoktan kurumuş, karanlık
gökyüzü çoktan aydınlık olacaktır.
Esneme hareketlerini
yaparsın, ardından yüzüne kocaman bir gülücük oturtursun. Ayaklarını yere
indirir parke zemine ayaklarını basarsın. Bedenini yukarı doğru kaldırır, iki
ayağının üzerinde durursun. Işte mucizenin kendisisin.
Mevcudiyetin bile bir
mutluluk bu evrene.
Çünkü sen Tanrı’nın özçekimisin. ( WE ARE GOD’s SELFIES)
Haydi bakalım varsın iki
arada kalsın sözcükler, kalanlara selam olsun biz yola devam…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder