Selda bana hafta
içi mesaj attı.
“Stella Cumartesi
gelmelisin!”
Bu kocaman içi
davet dolu mesaj göz ardı edilemeyecek büyüklüğüyle beni sardı sarmaladı ve bir
sürü işimi ne pahasına olursa olsun ayarlayıp Cumartesi saat 14’te DUT 30a’da
olmalıyım dedirtti. İyi ki de yüreğime dokunmuş.
Şimdi analatacaklarım
bir paylaşımın hikayesidir. Keyifle eklenin sizde kocaman sevgi baloncuğunun
içine.
Kendimi bildiğimden
beri mendil benim için çok özel bir yere sahip hayatımda. Elleri terleyenler
Çocuklarımın 13.yaş günü töreninden bir kare. BEN ve vazgeçilmez Mendilim |
Lise bittip çeyiz
dönemi geldiğinde, annemin bir dolu masa örtüsü, yatak örtüsü ve geceliğin
arasında özenle işlenmiş beyaz mendillerini gördüm yatak odamın çekmecesine
yerleşirken. Sadece bana değil eşimede kenarları erkeksi tonlarla çerçevelenmiş
mendiller vardı çeyizliklerin arasında.
Birden babamın
cebinden eksik olmayan mendillerini hatırladım. Genetik el terlemesinin ana
kaynağı babamda benim gibi tertemiz kare katlanmış o mendili bu gün bile hala
cebinden eksik etmez. Annemin çantasından asla mendil eksik olmaz.
Peki nedir
mendili bu kadar özel yapan?
Bir mendil
kutusunda şöyle yazılmış Japonya’da:
İyi ve
kötü günde hep yanındayım. Tıpkı bugün, yarın ve herzaman olduğu gibi.
Peki sizce mendil
ne zaman hayatımıza girdi? Bizler ne zaman mendilsiz kaldık? Peki neden Dut30a’daki
güzel yürekli insanlar bu konuyu konuşmak istediler. Bir kelebek etkisiyle,
minicik bir video paylaşımıyla (
aşağıda seyredebilirsiniz) olay bir gece
WhatsApp yazışmasında nasıl bambaşka bir yere geldi?
Mendil belki en
çok alın terimizi siler ancak tarih boyunca mendil hep sevginin en büyük
saklayıcısı olmuş. Bir minicik bez parçasına bereket diye lokumlar dolmuş,
sevgiliyi hatırlatsın diye isimler kazınmış. O bez parçası Kraliçe Elizabeth’e
her an ulaşabilmek için bir sembol olmuş, ayrıca renklerine göre Osmanlı’da
ilişkileri yönetmiş. Yer yer davetiye olmuş üzerine basılanlarla, gün gelmiş
bir ağaca dilek olmuş.
Uzakdoğu icadı bu minicik bez parçası o coğrafyada
tarım
isçilerinin başlarına bağladıkları ve terlerini silmek için kullanılmaya başlamış
ve oradan Ipek yolu ile Venedik’li gemiciler sayesinde Avrupa’ya oradanda 15.yy’dan
sonra Osmanlı’ya ulaşmış.
Dut30a’daki
konuklar sayesinde basit gibi gözüken bu masum bez parçası bugün bir çok
kadının göz yaşlarına derman oldu. Birlik gücümüzü teknolojinin desteğiyle, xxxx
nolu telefona mesaj atın sloganından, canlı kanlı bir etkinliğe dönüştürdü. Bizleri
bir araya getirdi, paylaşımın en renklisini yaşattı.
Alparslan bey’in engin
bilgileri, müthiş mendil kolleksiyonu ve tatlı diliyle bize mendille ilgili
hayatımızda ilk defa duyduğumuz cümleleri sıralarken, sunumun sonunda nadide
koleksiyonundan bir mendili açık arttırmaya koyacak kocaman bir gönül oldu. Arttırmaya
katılanlar, arttırma arasındaki rakkamları bile ortaya koyacak kadar cömert
olurken, herkesin gözlerindeki sevgi yaşlarını o minicik bez parçası simgesel
olarak sildi.
Bir iş yerinin duvarına ( SG Imalathane ) tablo olarak asılacak ve
anısı yeni nesillere anlatılacak bir hikaye oldu.
Anlatılanların arasında
en ilgi çekici olanlarını sıralarsam:
Ø Sevgilinin ardından sallanan mendil sadece
hoşçakal değil senden sonra gözlerimin yaşını silecek bir gücüm var demek aynı
zamanda
Ø Yağ satarım bal satarım demek,
Ø Mendil kapmaca demek,
Ø Mevludlarda lokum, bayramlarda şeker
dağıtmak demek,
Ø Üsküdara’a gider iken bir mendil buldum,
mendilimin içinede lokum doldurdum, katibimi arar iken yanımda buldum diyen
şarkının sözleri demek,
Ø İpeklisi Sait Faik Abasıyanık’ın
öyküsündeki gibi asla buruşmaz, elinden öylece kayıp gider demek,
Ø Ben yüksek sınıftan biriyimin sembolü
demek,
Ø Shakespeare’in Othello’sunda kıskançlığın kanıtı
demek,
Ø İçine konulan kaybolmasın
diye ucu düğümlenen bereket demek,
Ø Erkeğin ceketinin
cebine şıklık demek,
Ø Keloğlanın sırtındaki
katık demek,
Ø Sihirbazın birden
bin ettiği demek,
Ø Arenada dövüş
başlasın demek,
Ø Beyazı seni seviyorum, siyahı matemdeyim,
sarısı hastayım ilgine muhtacım, mavisi ilgini alamıyorum üzgünüm demek.
Ø Sevdiğinin göz
yaşını silebilmek demek.
Ø Gelecek nesillerin
sevincine, acısına derman olabilmek demek,
Birlik ve
berbaberlik zinciri kurulunca, acı içinde olan herşeyi sevgiye dönüştürmek
mümkün. MOR ÇATI için toplanan mendilin açık arttırması, aslında bizlere, nasıl
ihtiyaç duyduğumuzda bizim yaşlarımızı silen olduysa bizimde bir başkasınınkini
silebilmenin sevincine ortak etti.
Hızlanarak yaşadığımız
günümüzde biraz yavaşlayınca müthiş bir ana eklendim. Paylaşmasam olmazdı.
Sevgiler ve alın terinizi, göz yaşınızı her daim silecek mendillerinizi
çantanızdan, cebinizden eksiltmemeniz dileğiyle...
Video: #eattogather
https://www.youtube.com/watch?v=m6geBOARC2I
Cokkkk güzellllll
YanıtlaSil