Bu aralar
içim dışımda. Belki de dışım içimde. Yani ortalık karışık. Dış güçlerle, iç
düşünceler çatışma halinde. Biri diyor ‘Kalk gidelim,’ öbürü diyor ‘Daha yeni
geldik arkadaşım, nereye gidiyoruz!’
Hal
böyle olunca tansiyon göz yaşı şeklinde dışarı taşıyor. Göz yaşının önemi büyük
zira yüreğin üzerinde birikmiş duyguları temizleyen duru bir sudur. Tuzu yakmaz
tersine can verir yeşerecek yeni hislere. Büyüklerin dediği gibi, ‘Bir ağla
ferahlarsın,’
Tabii
hisler böyle olunca karşına çıkanlar da içinin dengesini kurasın diye sana
yardımcı oluyor. Evren hep hayrımıza çalışır.
Karşıma Sevgili Can Şen’in
paylaştığı “Şu beş şey önemlidir,” yazısı çıktı.
Bana iyi
geldi, sorular sordurdu, cevapları bulmama yardım etti, içimi ferahlattı.
Paylaşmasam
olmazdı dedim ve sizlerin yüreklerine teslim ettim.
Güle güle
ferahlayın…
Şu beş şey önemlidir:
BEŞ: En güçlü olduğunuzu zannettiğiniz
yanlarınız genellikle en zayıf olduğunuz alanlardır. Bir yanınız güçlenirken
çoğu zaman diğer yanlarınızı zayıflatırsınız. Ardından tüm olaylarda, refleks
olarak güçlü yanınızı kullanır, onunla tepki verirsiniz. Oysa güçlü yan her
kullanıldığında bir diğer yan kullanılmadığı için zayıflar. Her şeye şefkat ile
tepki vermeye alışmış birisi bazen adil olmaktan ödün verir. Her şeye adil
olmakla tepki veren birisi ise şefkatten... Her şeye mantıkla yaklaşan bir
insan duygularını, her şeye duygularıyla yaklaşan bir insan mantığını
zayıflatır. Gücüyle övünürken aslında bunun ne kadar büyük bir zayıflığa
dönüştüğünü anlamaz.
Zayıflık her zaman üzeri örtülerek giderilmeye çalışılır; bu sebeple gerçekte olduğundan da güçlü görünür. Oysa en nihayetinde örgünün tutunduğu doku hasarlıdır. Belli açılarda gelen darbelere dayanıklı olsa da doğru açıdan gelen en küçük bir darbeye dayanıksızdır. Gücünüz sandığınız şeyin zayıflığınızın kaynağı olabileceğini anlamaya çalışın.
Dünya, barındırdığı tüm acılara rağmen mutlu olunabilecek bir yerdir. Mutluluk potansiyelinin gerçek olmasına zihin hallerinin engel olduğunu unutmayın. Mutsuzluğunuzun sebebi dünya değil; yanlış anlamalarınız.
Şu beş şey önemlidir:
Zayıflık her zaman üzeri örtülerek giderilmeye çalışılır; bu sebeple gerçekte olduğundan da güçlü görünür. Oysa en nihayetinde örgünün tutunduğu doku hasarlıdır. Belli açılarda gelen darbelere dayanıklı olsa da doğru açıdan gelen en küçük bir darbeye dayanıksızdır. Gücünüz sandığınız şeyin zayıflığınızın kaynağı olabileceğini anlamaya çalışın.
Dünya, barındırdığı tüm acılara rağmen mutlu olunabilecek bir yerdir. Mutluluk potansiyelinin gerçek olmasına zihin hallerinin engel olduğunu unutmayın. Mutsuzluğunuzun sebebi dünya değil; yanlış anlamalarınız.
Şu beş şey önemlidir:
DÖRT: Bir ayna bulun. En iyi ayna kendinizsiniz ama zihinsel hallerle uğraşacak bir bilginiz yoksa o zaman bir ayna bulmalısınız. Aman dikkat edin: ağzı her laf yapan, ünvanı olan kişi ayna değildir. Ayna başarı ve başarısızlık, övgü ve yergi, mutluluk ve mutsuzluk, kazanç ve kayıp karşısında kalbi oynamayandır. Eğer karşınızdaki ayna bozuksa sizi de bozuk yansıtacaktır. Önce doğru ayna bulun ve kendinizi görün. Ardından zihninizi yeterince arındırdıktan sonra kendinize ayna olacak yansız ve inançtan arınmış bir zihin geliştirin.
Şu beş şey önemlidir:
ÜÇ: Korkmayın! Zihindeki olumsuz bir hal sizi korkutmasın. Bu halden korkmamayı öğrenin. Bu hal yalnızca bir fikir, bir inanç, bir kendi kendini iknadır. O kadar! Zihin hallerini gözlemleyip onları sonlandıramamanızın sebebi o halin kendisinden korkmanızdır. O kadar korkarsınız ki sakince durup onu gözlemlemek yerine ondan kaçarsınız. Oysa bu zihin halleri tıpkı tekerleğin direksiyonu, gölgenin insanı, yankının sesi takip etmesi gibi gibi siz nereye giderseniz sizi takip eder. Durun. Korkmaktan korkmayın. Korkunuzun içinde derin bir nefes verip durun. Gözlerinizi dışarıda kaçış bulmak için çılgınca oraya buraya yönlendirmek yerine içeriye, zihninizdeki bu hâle yönlendirin. Kendi zihninize bakın. Göreceksiniz ki bu hallerde korkacak bir şey yok çünkü bu hâl gerçek değil. Sadece zihnin bir kurgusu. Sadece kendisini sizin aracılığınızla size anlatan ve sizi ikna etmeye çalışan bir durum. Sadece var olmak için çabalayıp, diğer tüm çiçekleri öldürme pahasına bahçenizdeki besini, yani sizin dikkatinizi ve zihinsel emeğinizi kendine çeken bir zararlı ot.
Şu beş şey önemlidir:
İKİ: Zihindeki haller size kalıcıymış gibi gelse de geçicidir. Kalıcı olmalarının tek sebebi sizin onları beslemenizdir. Siz onları düşüncelerinizle ve inançlarınızla beslemeyi sürdürmezseniz bu haller kalıcı olmaz. Başlangıcı olan her şeyin bir sonu da olduğunu unutmamalısınız.
Şu beş şey önemlidir:
BİR: İlki zihindeki hallere iman etmemek, inanmamak,
ikna olmamak. İnsan zihnindeki haller tarafından yanıltılır. Alışkanlıklarının
tetiklemesiyle panik hisseder ve paniklenecek bir durum var zanneder, utanç
hisseder ve utanılacak bir durum var zanneder, keder hisseder ve kederlenilecek
bir durum var zanneder. İlk olarak zihne inanmayı ve ona tapınmayı bırakın.
Zihin halleri insanın en büyük putudur. Zihindeki haller içsel kurgulardır ve
dünyada olup bitenle gerçek bir bağlantıları yoktur. Bir yorumdur. Bir
inançtır. Bin kere altından geçtiğiniz köprünün çökmediğini ya da kalp krizi
geçirmediğinizi görseniz de bin birinci kez gene altından geçeceğiniz köprünün
çökeceğine ya da kalp krizi geçireceğinize inanmaktır.
!!!!!!!!!! Zihindeki haller gerçek
değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder