Bir
süredir yeni yaşam alanımda yenilikler deneyimliyorum. Her biri kendimi bana
biraz daha tanıtıyor, biraz daha sorgulatıyor. Ülke değiştirmek her ne kadar
hazırım desenizde öyle kolay bir süreç değil. Adaptasyon için hem kendinize hem
de ülkeye zaman tanımanız gerekiyor. Yaşımızda çok genç olmayınca, kalıplı
düşüncelerden sıyrılmak pek öyle parmak şıklatma hızında gelişmiyor.
Her
gün yeni söz diyen Mevlana gibi, her gün yeni bir mantra ekleniyor zihnimden
sıyrılıp yüreğime. Mantra sanskrit dilinde “Aklın Aracı” demekmiş.
Mantra kelimeleri genelde ilkel seslerden oluşan, binlerce yıl öncesinde
bilgeler tarafından titreşim kalitesi ölçülerek seçilen sözcük gruplarıdır.
Meditasyon halindeyken mantra’lar bir oyuncak gibi zihnimizi oyalar, tekrarlarda yarattıkları titreşim ile
zihnimizi düşüncelerden özgürleştirip, sessiz ve dingin olmamızı sağlar. Bu
hisle bizde sakinlikte huzurla başbaşa oluruz.
SO
HUM ilk mantram
SO dişi enerji titreşimi, Kozmik
Bilinci (Ruh-Spirit), HUM eril enerji titreşimi, Bireysel Bilinci (Can-Soul)
temsili. SO-HUM Meditasyon’u sırasında oluşan titreşimlerin ses
enerjisi, nefesin içindeki yaşam enerjisi ile birleşerek, BIR olur.
Dengeleniriz.
Meditasyona
başlamadan önce kendimize 4 temel ruh sorusu sormak önemli; ancak soruların cevaplarını vermemize gerek yok.
Sanki balonu havaya bırakmış gibi sorularıda evrene bırakıyoruz.
Ø Ben kimim?
Ø Gerçekten ne istiyorum ?
Ø Yaşam amacım nedir?
Ø Hayatımda sahip olduğum neler için
şükretmeliyim?
Her
eklenen söz dizimi bambaşka farkındalıkları yanında taşıyor. Yeni yaşam alanıma
uyumlanmayı kolaylaştırdığı kesin. Ve geçenlerde nefesime eklenen mantram:
Gobinde
Mukande Udare Apare
Hariang Kariang Nirname Akame
Sesli
dinlemek isteyenler için Seda Bağcan’ın yorumuyla youtube ekliyorum.
Guru
Gaitri Mantrası'nın bu kelimelerin hepsinin bir anlamı var. sırasıyla:
Destekleyen,
Ayakta tutan, Kurtarıcı, Azat eden, Aydınlatıcı, Sonsuz, Yok edici, Yaratıcı,
İsimsiz, Arzusuz.
Bunlar içimizdeki yaratıcı kaynağın sıfatları. Beynin sağını/solunu dengelememizi, kalp çakramız üzerinde çalışarak, şefkat, sabır, tolerans,
bütünle bir olma duygularımızı güçlendirir. Karmik blokajlarımız ve geçmişmizden
taşıdığımız bizimle birlikte gelen problemlerimiz üzerinde çalışır. Bu mantrayı
söylemek auramızı temizlememize ve koruma alanımızı güçlendirmemize yardım
eder.
Işte
bunlardan aldığım destekle uyumlanmak ve sakinlikle yaşamda ilerlemek mümkün
oluyor.
Bir
başka destekte bambaşka bir alandan yoluma çıktı. Gene doğduğum topraklarda
müthiş süpheyle baktığım bir yöntem olan BIOFEEDBACK konusuna burada kapı
açtım.
Amanın
bilemezsiniz o kapıdan neler çıktı, kapıyı tutamadım hepsi üzerime fışkırdı
ancak ağırlıkla değil kolları açık kucaklayarak. Hepsi benim hallerimmiş.
Bunun
adı hayatı keşfetmekmiş.
Her şey bir soru ile başladı.
Ben neden …. ?
….. burada kişisel durumları sembolize ettiği için boş bıraktım ki okuyan herkes kendi sorusunu düşünerek okusun.
Her şey bir soru ile başladı.
Ben neden …. ?
….. burada kişisel durumları sembolize ettiği için boş bıraktım ki okuyan herkes kendi sorusunu düşünerek okusun.
Uzaklardan taaa zihnimin en derininden gelen bu soru, beni sürekli taciz ettiği için kendimi huzursuz ve gergin hissettiriyor.
Cevabının peşindeyim ama aslında biliyorum ki konu soru değil, onun sonucunu merak etme hali.
Bir çoğunuzun belki de denemis olduğu ama benim aklıma bir türlü oturtamadığım bu yöntem müthiş bir bilinç oluşturdu sorum hakkında.
Titreşimlerden oluştuğumuz konusunda hepimiz hem fikiriz. O titreşimleri okuyup hafızasındaki datayla karşılaştırma yapan ve sonucu bir yazılı metine dönüştüren bu alet ile tanışmam çok sevdiğim bir dostumun bunu meslek olarak edinmesi sayesinde oldu.
Aletin
adı EDUCTOR- nam-ı diğer “Educational Doctor”
Hislerim ya da ilüzyonlarım. Cevaplarım ve travmalarım. Kimyam ve fiziğim. Biyolojim ve bedenim.
BEN bir ekran dolusu yazıya dönüştüm. Soru değerini yitirdi ve soru KENDİM oldum.
Ben
kimim?
Korkularım,
endişelerim, beklentilerim, hayallerime ulaşma becerim, kimyasal ve duygusal
hallerim, kemiklerim, organlarım, sinirlerim, nöronlarım ve hücrelerim oldum.
Meğer hayatın anlamı sorunun cevabında değil, bendeki bütünlükte gizliymiş.
Meğer hayatın anlamı sorunun cevabında değil, bendeki bütünlükte gizliymiş.
Şimdi soruyu yeniden sorun kendinize, bir de SO HUM katın nefesinize, gözlerinizi kapayıp cevaba ulaşmayı isteyin.
Benim gibi uzun zamandır sorup durupta cevaba ulaşamayanları da sevgili Eductor’ın
yanına Lizet’in yorumlarına davet ederim.
güzel bir yazı olmuş
YanıtlaSil