Tolga Çevik
sevmem aslında bu tarz stand-up’ların hiç bir türünü sevmem. Birbiri ardına
patlatılan esprileri takip etmek ilk birkaç espri de iyiyken sayı 50leri
100leri bulunca midem bulanıyor hale geliyorum. Yakamı filan gevşetip antrakt
lütfen diye bağırasım geliyor. Ne bileyim ben böyleyim işte. Peki ne oldu da bu
stand-up tarzı film hoşuma gitti.
İlk sebep çocuklarla sömester planı yapmak üzere izin günümde
olmasıydı sanırsam, bu durum beni eğlendirdi. Herkesin işte olduğu saatte sinemada olma
kaçamağı keyifliydi. Sonra çocuklarımın kızlar yerine benimle bir gün geçirmeyi
arzulamış olmaları da keyiflendirmiş olmalıydı beni. Ayrıca sinemadaki yoort
büfesi çokça keyiflendirmişti tartışmasız.
Filmdeki en muhteşem kahraman, senaristin tabiriyle yan tip, Atlara horlayan adamdı bence. Yılmaz Erdoğan her zaman ki gibi muhteşem tiplemelerle
filmi mükemmele yakın kılmış. En etkileyci tarafı, patronu mutlu etmeye çalışan
elemanın çektiği kahrın filmin sonunda onun lehine dönmesi tabii ki. Ama daha bir
çok ara mesaj vardı…
Son dakikayı bekleyip itiraz edeni döverler,
şimdi kızı sana
aşık etmen gerek,
başına gelenin kötü olduğunu düşünmen iyi bir şey,
aşık
olmadan önce sohbetin daha iyiydi,
hasta-doktor ilişkisine karışma,
sevdiğin
şeyden ayrılmak zordur,
köyde bir marifet olsaydı millet kente göçmez her gün
köy kahvaltısı ederdi,
böyle gezilmez insanın yerin keyfine varması için şöyle
bir ay filan kalması gerekir,
esas oğlan hep aldatır,
göz boyama teknikleri
aşkta sökmez,
sıradışı olman yetmez,
hayalerinde yer aldığını görmek iyiye
işarettir.
Ve daha bir çokları…
Sonra düşündüm ki bütün patronlar mutlu son ister. Iyi kar,
iyi müşteri, katma değeri fazla ürün gelişimi, kaliteli servis, az para ödemek,
çok iş beklemek, çözüm odaklı olmak, çözümü olmayan konuyu çözüp gelmek, patronu
üzmemek, bol satış, sorunsuz eleman, etkili sunumlar, az soru… daha nicelerini
sıralayabilirim. Arada eleman harcanır ama o bölüm henüz yazılmadı.
Bir araştırmaya göre baskıcı, hafif stress ortamı yaratan,
rekabete yer veren patronların elemanları daha iyi terfiler alıyormuş. Sakin,
anlayışlı, kabul eden, empatik patronlarla ise kişi, hep yerinde mutlu olup
atılım ihtiyacı duymuyormuş.
Hepinize mutlu sonlu günler dilerim zira hepimiz kendi
hayatımızın patronlarıyız, beğenmiyorsak değiştirebiliriz.
Bilesiniz istedim…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder