Kafdağı, edebiyatta, özellikle masallarda, uzaklığı ve
olağanüstü büyüklüğü simgelemek için kullanılan; arkasında acayip yaratıkların,
devlerin bulunduğu düşünülen sembol dağdır. Prenseslere sahip olmak
isteyen cengaverler, o dağın arkasındaki canavarı öldürmeli ve tüyünü Kral’a
getirmelidir ki Prenses’e sahip olmayı hak etsin. Uçan kuşların bile varamadığı,
tüm dağlardan daha zorlu olduğu billinen bu dağı insanlık neden zor varılan bir
yer gibi tanımlamış acaba?
Dün katıldığım
bal damlayan bir sohpet ortamında hocam sordu; Kim yaşar bu dağda? diye. Herkes gibi
Anka kuşu dedim bende kalıplaşmış düşüncelerimle. Hocam bambaşka bir cevap
verince bildiklerim sarsıldı ve tabii ki klavye tuşları etkilendi haliyle.
Ya bu Kaf dağı bizim kalbimizse? Ya orada yaşayan O Anka Kuşu
asla ölmeyen ve her seferinde küllerinden doğan kalbimiz ise. Ya O yoksa bizde
yoksak. O sebepten ulaşılması çok güç ve ardında karanlıklar mı var acep? İçinde
bir can suyu varsa, evreni besliyorsa. Yaşarken unuttuğumuz gönül halimizin
esiriysek aslında. Yükselirken yaşamda tutunduğumuz yer bu dağ ise? Bir insanın
gönlüne girebilmek herşeyse? Belki bundandır bu zorlu yollar, hak etmek gerek
girmeyi.
Şimdi şu telaşlı hallere ara versek ve durup bir düşünmeye varsak,
bedenimizi değil ama aklımızı beslesek. Bilinen ilimleri öğrensek, sebepsiz
yaptığımız yolların bizi nereye getirdiğini farketsek, geçmişin ve gecikenlerin
hesaplarını döksek, yeni yükler yükleyip sırtımıza gene Kaf Dağına yol alsak? Belki
yönümüzü tayin edemediğimizi düşünüyor olabiliriz ama her durduğumuzda bir
seçim yapıyoruz. Bir karar alıyoruz gitme vakti diyor yürüyoruz herşeyi
ardımızda bırakıp, kalanlara gülümseyip el sallıyoruz. Yolculuk zor, tabii ki kolay değil insanın kendine yol alması? Yüksek bir hedef olduğu için zaten adı Kaf dağı .
Acaba gerçekten umutsuz bir durum mu ulaşmak? Yeterince çabalasak ulaşılmaz mı?
Ciddi emekle ekilen toprakta bile güller açarken biz neden korkuyoruz oraya
varmaya? O dağın ne kadar yakın ve uzak olacağı bize bağlı. Ulaşırım dersek nefesin
kadar yakın, yoksa yıldızlardan bile uzak, canavarların ardındaki yerdir Kaf
Dağı.
Son söz Özlem Tekin’in bir şarkısıyla...
Kaf daği
insan istemez oldum hayatımda
ne kadar sosyaldik zamanında
görüşmek fazla sohbet gereksiz aslında
bütün gün yattım durdum yatakta
amma ateşliydik zamanında
sevişmek fazla
değmek lüzumsuz aslında
yürüdük gittik sandık
yol bir arpa boyunda
aradık bulduk sandık
ekmek aslan ağzında
üşüdük donduk sandık
balta orda sap burada
kefeni yırttık sandık
hayat kaf dağının ardında
sorun ne sende ne bende ortamda
herkes yanlış mekanda zamanda
koşturmak fazla
yetişmek imkansız aslında
https://www.youtube.com/watch?v=5WG37YtsX0E
insan istemez oldum hayatımda
ne kadar sosyaldik zamanında
görüşmek fazla sohbet gereksiz aslında
bütün gün yattım durdum yatakta
amma ateşliydik zamanında
sevişmek fazla
değmek lüzumsuz aslında
yürüdük gittik sandık
yol bir arpa boyunda
aradık bulduk sandık
ekmek aslan ağzında
üşüdük donduk sandık
balta orda sap burada
kefeni yırttık sandık
hayat kaf dağının ardında
sorun ne sende ne bende ortamda
herkes yanlış mekanda zamanda
koşturmak fazla
yetişmek imkansız aslında
https://www.youtube.com/watch?v=5WG37YtsX0E
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder