22 Aralık 2014 Pazartesi

12 AYDAN EVREKA ANLARI

     
Her sene bir yeni yıl yazısı yazıyoru.
Aslında size değil kendime bu yazılar ama paylaşınca artan tek şey sevgiymiş ya yazılarımda paylaşılınca çok mutlu oluyorum. Onun için kimin yüreğine düşerse, ne mutlu bana.
Her sene bir geriye dönüşle, biten yılın muhasebesini yaparım. Bu sene farklı olsun sadece evreka anlarımı yazmaya karar verdim.
Evreka, hepinizin bildiği gibi ünlü mucit Arşimed’in banyo yaparken suyun kaldırma gücünü aniden bulmasının ardından ‘Evreka’ (Buldum) diye çıplak vaziyette dışarı fırlamasına atfen, bilim adamlarının ‘Evreka anı’ diye tanımladıkları durum. Psikolog John Kounios şunu ifade ediyor: “Çevrenizle alâkalı daha az farkındalıklı olduğunuzda, daha çok içsel düşüncelere karşı farkındalıklı olursunuz.” Bu evreka anları genelde zihnimizin berrak ve rahat olduğu zamanlardır. Beklenmedik anlardır ve sonuç her zaman önemlidir.
Evreka; bildiğiniz ama söyleyemediğiniz bir çok buluşun hayata geçişidir...
Evreka; umutların bittiği anda bir ışıktır...
Evreka; bazen büyük bir çığlıktır umulmadık anlarda...
Evreka; şefin spesyalidir....
Evreka; kulağa hoş gelen güzel bir tınıdır
Evreka; kendine özgüdür...
ve Evreka; bir ağacın gölgesinde düşlere dalmanın verdiği güven ve özgürlüktür...
Başladım bende 2014 içindeki 12 aydan evreka anlarımı listelemeye.
İlk yakaladığım Ocak ayında. Hiç yapamam dediğim, asla deyip bitirdiğim geçmişten gelen bir eli tutmak oldu. Hesapsızca yapılmış, akışa bırakılmış, neden-sonuç ilişkisi kurulmadan yürüme kararı alınmış bir Cumartesi sabahı kahvesi. Evreka anı: Geçmiş tehlikeli olduğu kadar tekrarlara açıktır.
Sonra hiç yapamam dediğim, nasıl olacak, nasıl başlayacak dediğim soğuk ama içimde sımsıcak bir Şubat yakaladım. Hiç tahmin etmediğim bir anda hayal gibi hayatıma hatta zihnime sıvışan bu dengesiz kimlikle bütünleştiğim bir Şubat. O andan sonra bütün evrekalar değişti, hatta hepsinin temelide belki o olacak. Evreka anı: Hayatı yönetemiyorsun, planlayamıyorsun, ön göremiyorsun ama andayken bunlara ihtiyacın olmuyor zaten.

Mart ayında oy verdik. Yeni umutlar, yeni beklentiler, belki değişiklikler olacaktı. Çalanlar çırpanlar, insanlara nefret tohumları ekenler, ötekileştirenler oy kaybedecek ve bizler aydın cumhuriyet çocukları hızla yükselecektik. Daha gezi aklımızda tap tazeydi. Başka ne olabilirdi ki… Evreka anı: Hiçbirşey en üst ivmeye ulaşmadan düşüş yaşamaz ve en üst noktaya vardığını zaman gösterir. Bize sabır ve daha çok çalışmak düşer.

Öyle bir Nisan, öyle bir evreka neredeyse 6 senedir hayatımda yoktu. Koca bir beden sessizce, arkasında bir dolu gözü yaşlı dost ile terk etti bu evreni. Dejavu denilen şey neyse ben dibine kadar onu yaşadım. Gözü yaşlı eşin damlaları sanki benim göz yaşlarımdı. O çocuğun hüzünlü yüzü sanki benim evlatlarımınkiydi. Yüreği yaralı asla tamir olmayacak ana baba sanki benimkilerdi. Evreka anı: Sarıl sevdiklerine ve her daim kaliteli yaşa. Hem tekrarı yok hem aileden başka değerli bir şey yok.
Bir teog geldi geçti Mayıs ayının ılık rüzgarlarında hayatımızdan. Öyle bir geçiş ki zihnimin her noktasında ayrı bir fırtına estirdi. Önce ülkemin gayrı müslimlere yaptığı ayrıcalıkla karşı karşıya kalmanın şoku. Sonra insanların kendi davalarını bile savunmaktan aciz halleri. Derken sınava hazırlanan bir çocuğun 100 soru karşılığı hayatının dönüm noktasının belirlendiği eğitim sistemi. Iyi yapanla yapmayanın ayırt edilebilmesinin torpil gibi birşeylere bağlı olabileceğini, koskoca bir milli eğitim sisteminin yanlış soru ile çocukların hayatlarıyla oynayabildiğini yaşadım. Evreka anı: Not dediğin şey sadece kağıt üzerindedir. Sen farklı olmayı öğret çocuklarına. Araştırmayı, her sistemin doğru olmayabileceğini sorgulamayı, en çokta  koru körüne inanmamayı… ne dedik: Be Bold or Italic, never Regular.
Havalar ısındıkça insanın içi kıpır kıpır oluyor. Bu haziran da  ben gururlu anneliği yaşadım. Büyük zorluklarla 2 kiloluk doğan oğluşlarımı 8. sınıftan mezun ettim. Ne çabalar, ne tartışmalar, ne kararlarla dolu 8 koca seneyi geride bırakmanın haklı gururunu yaşadık hep birlikte. Biz üç kişide iyi bir aileyiz sözünü o gün tüm aile bireyleriyle yaşamanın heyecanı unutulmazdı. Evreka anı: Saçını süpürge etmeden insan evlatlarına güzel bir gelecek verebilir. Bunun içi sadece madiyatla dolarsa, haksız kazanılmışlıklar, içi empati ve olumlu hırsla dolduğunda, dolu dizgin koşan bir ergeniniz olur.




Temmuzun kavurucu sıcaklarının tam ortasında Tzuk Eitan- hayatımıza, kalbimize ve beynimize
bomba gibi düştü. Canlar gitti, topraklar kan oldu. Koca dünya için minicik bir kara parçasında yürekler acı doldu, analar feryad etti. Herkes kendine çekti, herkes kendine gore yorumladı. Her yorum düşünmeden yapıldı, her yorum yapan lanetledi, her yorum bir tarafı haklı göstermek için çabaladı. Ne olursa olsun içinde bulunduğumuz coğrafyayı kirletti, nefretle doldurdu ve toplumun bir rengini ötekileştirdi. Hayatımda dost bildiğim insanların o sözleri o kadar kolay yazabilmelerine şaşırırken, sadece ırkından dolayı bambaşka bir ülkede olanlardan sorumlu tutulmanın acısını bütün kalbimle yaşadım. Antisemitizm denilen olgunun ülkemde buram buram koktuğuna şahit oldum. Yaş, cinsiyet ve eğitim seviyesi gözetmeksizin. Evreka anı: Dünyadaki sınırları insanlar koyar, insanlar bozar. Bilmediğini önce bilmeye çalışıp sonra da anlamaya çalışmak lazım. Bir toprakta barış bütün dünyadakine bedeldir.

Tatil rehaveti, Ağustos sıcakları. Kimse rahatını bozmazken, şezlonglarından kalkıp şehire varamazken, oy kullanmayı üşengeçlik olarak görürken,  ülkemin sadece 50%ni seven bir adam demoratik bir seçimle, Cumhuriyetin 91.yılında 19.Cumhurbaşkanı seçildi. Adına törenlerde dua okuduğumuz bu kişi acaba benim Cumhurbaşkanım olabilir mi? Evreka Anı: Demokrasi çoktandır “halkı kandırma rejimi” oldu! Egemenlik bir kişinin elinde ise ve bu kişinin güç ve  yetkileri sınırsız ise böyle bir siyasi yönetim MUTLAK MONARŞİdir. Gitmeli mi? Kalmalı mı?
Eylül'de gel derler bende öyle yaptım. Topladım ruhumu ve bedenimi çıktım bir YOL’a. Hedef ilüzyonu aşmaktır dedim ve baltalar elimde girdim ormana. Ruh parçam diyen o hayalperest adamın YOL’una ekledim kendimi. Her darbeyi kendime çaktım, bazıları sert, bazıları nazik. Her darbe  bir yandan acıtırken diğer yanımdaki kabuğumu sıyırdı. Kurumuş kabuklar bir bir döküldü ve altından 8 hafta sonra rengarenk bir ham taş çıktı. Sıra ham taşı küp taşa çevirmede. Evraka anı: Tesadüf yoktur, hayatıma eklenen yeni yürekler hoşgeldiniz YOLuma. İnanırsan yapabilirsin.
Ekim,  2014 için hayatımdaki en önemli aydı. 2 senedir bir hayale inandım. 13 senedir bir hayali kovaladım. Sene 99 ben ve Alp Amerikaya gittiğimizde yaşadığımız eşşiz tatilimizi bir gün çocuğumuz olursa onunlada yaşayalım diyerek sonlandırmıştık. O tatilden 5 ay sonra hamile kalmış tek derken çift doğurmuştum. Hastanade gözümü açtığımda ilk sözüm Alp’e çok para biriktirmemiz lazım çünkü bir değil iki çocuk götürmeliyiz Disneyland’a oldu. Ben onsuz bu hayali yerine getirmek için çok çabaladım.
Kendime inandım, gücüme güvendim ve diledim. Inanınca yapabilmenin gururunu yaşadım. Bir de hayalimin içine can dostlarda eklenince tadına doyulamaz bir tatil oldu. 
Tabii ki nerede çokluk orda zorluk yaşadık ama hafızalardan silinemeyecek bir finalle geri döndük uzaklardan. Çantalar alışverişlerle doluyken zihinlerde unutulmayacak anılarla doldu. Biraz buruk, çokça keyif. Evreka anı: Hiç birşey sonsuz değildir. Herşeyin son kullanma tarihi vardır. Tek sonsuz SEVGİdir.

Kasım, beni  her zaman buruk duygularla karşılar. Aralığa hazırlar beni. Senenin sonunun geldiğini
 muhasebe zamanını hatırlatır. Acıları kabuğun altından sızlatır, göz yaşları karanlık gecelere karışır. Daha çok yazarım, daha derinden yaşarım ama beni bu ruh halinden çıkaran bir etkinlik can simidi olur her sene bana. Eksiksiz katıldığım bir macera bu. Her sene bir motoları vardır. Bu sene ki “Hayat ONca bilginin eseridir,” Biraz hayattan, biraz felsefeden, az da olsa politikadan ama çokça ruhuma dokunan konulardan seçtim özenle. Jozef Tarı’dan  Tanrı parçacığı, Noa Baum’dan  A land twice promised,  Bentley James Yaffe’den  Geziden sonra kısıtlamalar, Murat Yetkin’den  2015 Türkiye’yi nasıl bir tablo bekliyor, Hedy Schleifer’den Bağlantı mucizesi. Her bir konuşma beni biraz daha aydınlattı ve bir adım daha ileriye taşıdı. Günün sonunda belki çok yorgundum ama oldukça mutluydum. Evreka anı: Seçimlerle yaşarsın, acı istediğin kadar, keyif almakta.


Ve Aralık, sene sonu… Yapılması gerekenler için son 31 gün. Hediye alıp vermenin keyfi. Aile partileri, dostlarla yemekler, piyango heyecanı bir tarafta, diğer tarafta  da acaba muhasebe tuttumu?, seneden dilediklerimle yaptıklarım denk mi?, kimleri ekledim, kimler çıktı, neden?, yeterince iyi oldu mu?, kimseyi kırdım mı? kırıldım mı?, büyüyüp olgunlaştım mı? gibi bir çok duyguyu yaşatan muhteşem ay… Hemen geçen seneye dönüp bakıveriyor insan… 2013’ü kapatırken kendime verdiğim sözler vardı. Daha fazla yazabilmek, daha fazla dinlemek, anlaşılmak, sarılmak, yolculuk, yol ayrımları, zengin ve derin sohpetler, yeni yerler, yeni insanlar, yeni bakış açıları, daha fazla ailemle vakit geçirmek, oğlanları daraltmadan olanla yetinmek, olmayanın sorumluluğunun bende olmadığını anlamak, bedensizlerin dünyasındaki ağırlığı azaltmak, zihnimle dost olmak ve yeniden “hala” olmak, kontrolsüz olabilmek ve kalbime inanmak istediğimi yazmışım. Nefis bir başarıyla neredeyse 99% yapılmış. Bravo bana ki azimle hedefe yürümüşüm. Evreka anı: Demek ki herşey sende bitiyor!

Gelelim 2015 için dilekler bölümüne;
 Başlangıçlar herkes için en hayati konular,  öyleyse yeteneklerimi cesur şekilde ortaya koymak için cesaret istiyorum. 
Eski olanla yüzleşip yenilenmek, kullandığım teknikleri yenilemek, bugüne kadar bilip inandıklarımın değişmesini diliyorum. 
Uzun süredir sıkı sıkıya bağlı kaldığım ilkelerin ve prensiplerin yerini, yenilerine bırakacağını yada başka bir deyişle yeni bir döneme adım atacak şekilde  radikal yaklaşımlar ve ciddi yenilenmelerle yeni çevrelere ve yeni insanlara gidebilmeyi diliyorum. 
YOL almaya başladığıma göre kararlı olmaya ve aldığım kararların arkasında durmaya hazır olmayı diliyorum.
Aşk ve özel ilişkilerde, geçmiş deneyimlerimin etkisinden kurtulup yeni denizlere yelken açabilmeyi, özellikle ruhuma ve yüreğimin sesine kulak verebilmeyi diliyorum. Ve biliyorum ki  ben yolumda yürümeye devam ederken, bana eşlik etmek isteyen herkesi yanımda görmekten keyif alacağım.
Gitmeyi arzuladığım bir yere gitmek, okumayı arzuladığım bir çok kitabı ruhuma eklemek istiyorum.
Birilerinin ruhuna dokunmak, ruhuma dokunacak birinin gözlerine bakmak istiyorum.
Bu sene 2. kitabımı ellerinize vermek istiyorum. Üç Nokta ile hayatınıza eklenmeyi diliyorum.
Canımın içi oğlanlarımla harika bir tatil, sevgili ailemle daha çok zaman…

 2015 hepimiz için harika bir yıl olacak, şimdiden söylüyorum.
Bu senenin motosu: İNANIRSAN YAPABİLİRSİN.
Sana inanıyorum 2015, hoş geldin!

Sizler için de  kendinize yeni sene de daha çok inanbilmenizi diliyorum, çünkü inanırsanız yapabilirsiniz.