Alçısız hayatım her günü değerli. Henüz düzgün yürüyemesemde sosyalleşmek harika geldi. Soluğu müzelerde ve konserlerde aldığım doğrudur. Müzeyi yakında blogda yayınlayacağım ama konserin etkileşimi hala üzerimdeyken taze taze yazayım istedim.
Israel Opera Binası oldukça hoş bir meydanda yer alıyor. Bu geceki performans Guy Mintus Trio. Adını bile bilmediğim bir performansa bilet aldım çünkü tanıtımı ters köşeydi. Opera binasında Mozart’ı Jazz olarak dinlemek isteyenleri bekleriz diyordu. Hemen aldım bileti ve bilinmezin verdiği heyecanla koltuk değeneğimle yerimi aldım. Bu binaya ilk girişim. Koltuklar düzenli ve sahne her noktadan görülebiliyor. Yerimiz balkonda. Bilet fiyatları o kadar uçuk ki ancak balkon...
Sahnede bir
davul, bir piyano ve bir de kontrbass var. Bir de köşede prenses tipi koltuk,
basamaklı bir platform. Anlaşılan o ki güzel ve hareketli bir gece bizi
bekliyor. Nitekim tam da öyle oldu. Hayatımın en muhteşem performaslarından
birine kulaklarım ve gözlerim tabii ki de ruhum misafir oldu. İki bis ve
avuçlarım patlayana kadar alkışlar sahneyi inletti.
Kim bu
sanatçılar?
30 yaşlarında olan Guy Mintus Israel doğumlu piyanist ve besteci. Ailesi Iraklı, Faslı ve Polonyalı
Yahudilerin bir karması. Müzigi bizi alıp bambaşka diyarlara götürdü, özgürce birbirine akan farklı ilham nehirlerinin buluşma noktasına taşıdı dinleyenleri. Bir rock yıldızının enerjisine ve bir caz müzisyeninin macera duygusuna sahip eğitimli bir konser piyanisti. Kendi yaşam alanı olan orta doğu bestelerini ve ritimlerini, jazz ve operayla karıştırmakla ortaya müthiş güzellikte bir ters köşe çıkarırken, tüm salon nefesini tutmuş onları dinledik.
Guy Mintus Trio, farklı kimliklerin ve etkilerin bir arada bulunabileceği ve benzersiz bir
performans sergileyebileceği fikrinden doğmuş. Konuşmasında Guy Türkiye’de
olduğunu söyleyince sabah sabah hemen google ettim ve bakın sanat gene iki
ülkeyi birleştirmiş.
Mayıs ayında Edirne Büyük Sinagog’unda bir konser*, Offlines projesi adı altında İstanbul merkezli perküsyoncu, udist ve vokalist Yinon Muallem gerçekleştirdiği işbirliği, Aşık İkili adlı besteyi şarkıcı Defne Şahin (Almanya) ile birlikte “Benim yarim kara topraktır” Anadolu türküsünü ** ikili olarak yorumlamış. Bu iki müzisyen, 2012 yılında Manhattan Müzik Okulu'nda tanışmışlar, Türk müzik geleneği, New York'taki modern cazdan, İstanbul'daki Akdeniz müziğine uzanan bir harman olmuş birliktelikleri. G Klarnetçi Harel Shachal, Guy Mintus ile tanışınca iki ruh arasında açık bir müzikal sohbet oluşuyor, Türk Makamı ile oryantal müziğini piyanoya taşıyan projeyle sonuçlanıyor.
Bir bilseniz Guy’ın
operayla yolları nasıl kesişmiş, hayranlıkla karşık bir şaşkınlıkla dinledim
kendisini. “ Askerdeydim. Israel Operası askerlere bedava. Toplanıp arkadaşlarla
gittik. Hayatımda ilk defa dinledim ve adeta büyülendim. 18 yaşındaydım. Lisanların,
kültürlerin zenginliğinde kayboldum ve o gün müzik yolculuğumun kapısı
aralanmış oldu.” Bazı ülkeler uzaktan savaşır gibi gözüksede kültürünede,
askerinede yatırım yapar. Gururla alkışladım.
Gecenin en müthiş
performansı Verdi’nin La Donna e Mobile şarkısıydı. Onuda buraya bırakıyorum. Bir
dinleyin yazdıklarımı anlayacaksınız. https://youtu.be/1hYOK9LB5cw
Ters köşe her şey
zihni esnetir. Biz dün gece opera
binasında, jazz esintileri arasında arabesk ve pop müziklerini aynı ezgide
dinledik. Ruhumuz yükseldi ve bir kez daha sanata özgürlük tanayan
girişimcilere şapka çıkardım.
Bu güzel
sanatçıyı takibe alın, belki bir gün bir konserine denk gelirsiniz.
*https://www.salom.com.tr/haber/122018/guy-mintus-edirnede-konser-verecek
**https://youtu.be/fciSktgzECY