4 Mayıs 2010 Salı

Herşey bir kapı ve kilitten ibarettir.

Oldum olası kapılara karşı içimde bir heyecan vardır.


Ne zaman elime bir fotoğraf makinası geçse ve bir yerlerde birkaç kareyi ölümsüz edeceğim gelse ilk işim bir kapı aramak olur nedense.
Sonra gördüm ki tek takıntılı olan ben değilmişim, başkaları da varmış hatta çok ama çok meşhurlar bile...

Sordum nedir bu kapılarda beni kendine kilitleyen diye ve internette okuduğum bir yazı bana ilham oldu.
Her kapı hayata açılan yoldur. Herkesin kendi kapısı vardır. Bu kapı bazen ardına kadar açık ve davetkar iken bazen öyle sıkı kapanır ki açabilene aşk olsun.
Bazen hafif aralık durur davetkardır. Çağıramaz kendisi ama aralık durmasından anlaşılmayı bekler.

Bazı kapılar vardır eskidir, yüzlerine bakmak gelmez. İçerisinin pis veya korkulu olduğu ön yargısı ile dururlar, bazıları da pırıl pırıl parlarlar zenginliklerini dışarıya ispat edercesine.
İtine kadar da o iki melun duygu arasında sıkışıp kalırız..Korku ve Merak.
Oysa korkumuzu ve merakımızı yenip onu itene kadar her görünüş bir aldatmaca sayılır.
Korkular ağır bastığında, kulp olur kalırız kapı önünde. Merak ağır bastığında ise, eşik olur geçeriz diğer tarafa. Bulacağımız kocaman bir hazine de olabilir... Kocaman bir enkaz da... Ya da her ikisi de...
Enkazı kazıp hazineye ulaşmak ise cesaret işidir...

Birde elimizde bir anahtar vardır. O anahtarı kilide takıp açıp açmamak tercihimize kalmıştır... Bu da cesaret isteyen bir iştir... Daha önce görmediğiniz bir mekanın kapısını açmak her zaman istenen sonuçları doğurmayabilir. Genellikle ellerde anahtarlar ve açılmamış kapılarla yaşam devam eder...

Hep bildiğimiz kapıları açmak isteriz... Hep tanıdığımız duyguları yaşamak. Ama bir eksiklik hissederiz. Çünkü açılmayan kapıları biliriz. Hep kendimizden uzak tutmaya çalıştığımız sırlardır onlar...
Sırları olmayan var mıdır?

Bazen kendi kapımızı da açmaya çekiniriz... Çünkü anlatılmayacak ve de anlatıldığında hazinenin değil enkazın fark edilmesinden dolayı oluşacak fırtınadan korkarız. Kimsenin ve kendimizin enkazların altından çıkacak hazinelere ulaşabileceğine ihtimal vermeyiz. Oysa hiç birimiz yaşamda birbirimizden mutlak üstün değilizdir. Herkesin kendine ait çok değerli hazineleri vardır. Her birimiz birbirini tamamlayan hazineler olma şansına sahibizdir. Zaten hayatta yalnız kalmamayı tercih etmemizin nedeni budur. Hazinemizi çoğaltmak.

İçimde bir hazine gizli diyebilmek ise insanın kendini bildiği ve bulduğu en güzel andır... Bir başkasının hazinesine erişmek için önce kendi içindeki hazineyi keşfetmek zorundasındır. Önce kendi enkazını kaldırıp altındakini orataya çıkarmak... Ancak o zaman bir başkasını kendi hazinene götürebilirsin... Unutmamak lazım kapısı olanın, hazinesi ve anahtarı mutlaka avcunun içindedir...

KAPI resimleri Nihal Harmanlı :)

4 yorum:

  1. ooouuuu..Stell çok sıkı olmuş güzel yazını fotoğraflarımla desteklemen..yalnız son foto flu olmuş (direk fotoğrafçı halimle yaklaştım yalnız olaya) kapı ilginç gerçekten..sanırım çoğu insandaki kapı sevdası hep o kapının arkasındaki gizemi meraktan kaynaklanıyor,gizemli olan hep merak edilendir..insan doğası işte..güzel noktaya değinmişsin gene..:))

    YanıtlaSil
  2. Tesekkürler arkadaşım. Resmin bozukluğu içinde çok özür.Bilin ki Nihal süper resim çekiyor...

    YanıtlaSil
  3. Kapılar hayata açılan birer geçittir. İçeride ne var aslında bilirsiniz ama yine de açarken heyecan duyarsınız. Güzel bir yazı SIS.

    YanıtlaSil
  4. kapıların geçit olduğu çok doğru bir bakış .Thnx BRO. ama nerden bilebilirsin içini açmadan????buna ön yargı derler.Başka bir konumda bunu yazacağım.

    YanıtlaSil