21 Ağustos 2014 Perşembe

4x4 yerine 2,5luk yaşam


Bu hafta kaçtım İstanbul'dan. Yüreğimde bir dolu ağırlık, Büyükada sahillerinde denize atıp hepsini, yerine temiz hava ile doldurup, yazdım izin takvimine 3 gün, bir uçak bileti mil puanla hemde kampanyalısından ve ver elini dostların kucağın.

Daha önce beni kefif ve huzurla ağırlamış o güzel enerjili eve konumlandım. 15 senedir konuş konuş bir türlü geleme ve birden bi başına, ne koca, ne çocuk kendini buluver Bodrum'un mavisinde!
Durumda azıcık vicdan var tabii ama yanında bol bol keyifte var. Tarzım olmamasına rağmen hiç plan yok. Tam bir teslimiyet halindeyim zira dostlar benim için en iyisini planlarlar. Daha önce geldiğimizde illa alınmalı dedim diye gece yarısı Bodrum el yapımı kabak lambacısını yatağından kaldırabilen bu güzel yürekler kimbilir şimdi bana ne planlar düzmüşlerdir diye düşüne düşüne uçtum 10.000 metrede.

Gelmeden önce yaşananlar mideme oturmuş bir bütün tavuk misali...  Gazze olayları, ISID katliamları, Cumhurbakkanlık seçimi, Malezya'da düşürülen uçakta ölen canlar, TEOG sınavından sebepsiz iptal edilen sorular, Robin Williams'ın garip intiharı, Yılmaz Özdil'in ülkemde tek okuduğum gazeteden istifası, büyük adam Süleyman Seba'nın vefatı, Nuri Bilge Ceylan'ın odüllü filmi Kış uykusu...
Hepsi ayrı sarstı bedenimi, zihnimi, yüreğimi. Üstüne birde geçmişin tortuları ve geleceğin kaygıları eklenince valla boğuluyorum sandım. Hava zaten sıcak, adayı basmış insan kalabalıklığının görsel kirliliği, İstanbul desen çivisi çıkmış... Ayyy kaçmak lazım...

Kalktım geldim tabii , huzurla yemyeşil çimene her noktasından ayrı keyifli bu eve.
İlk karşıma çıkan objeyle olduğum yerde kala kaldım.
işte aynen bu fotodaki 2.5 lira ve bol bol demir anahtarlar.

İlk bakışta size birşey ifade etmemiş olabilir ama benim mideme sancı saplanmasına yetti. Yaratıcı beyin içimde deli bir rüzgar gibi esti, fırlattı beni hemen yanı başındaki ortancaların arasındaki o güzel bahar renkleriyle bezenmiş demir sandalyeye ve blog yazıma başladım.

Ben bu sene 44 oluyorum. 
Yaşımı saklama telaşında değilim! Ondan bu rahatlık ve kendim icin 4x4 bir sene planlamaktayım. Içine gezmekten, fit olmaktan, biraz sıra dışı deneyimler yaşamaktan, kalıplardan uzaklarda kalmaktan, sınırlarımı zorlamaktan, plansız yaşamaktan, ana teslim olmaktan, aşka inanmaktan filan ekiyorum yavaştan. Bendeniz o 2,5 kuruşu öylece masa üstünde görünce birden jeton "çiling" ediyor... 
Her daim 4x4 yaşanabilirken nasılda güzellikleri ıskalayıp ancak bu kadar yaşamaya razı oluyormuşum.  Bir daraldım ki sormayın. 

Allahtan bahçede "Rudiboy" var hemen yükseltti düşen modumu. İçtim bir bardak soğuk su ve demir anahtarlara konsantre olup hayatımı hep 4x4 yaşayabilmek için hangi kapılari açmam, hangilerini de sonsuza kadar kilitlemem gerektiğini yazdım.
Buyrun okuyun, 4x4 hayatın bana göre 7 anahtarı.

Philip E. Humbert adlı bir psikiyatri profesörünün yazısından esinlenerek sıralıyorum.



1. Kendini tanı. (Sokrat)
Kendi içinde yolculuk yapmak iyidir. Ben günlük tutarım. Kalbim, gönlüm, vicdanım ne der diye yazarım senelerdir. Dünyaya bilinçli bakmanın yolu iç yolculuktan geçiyor derler. Değişim dönüşüm kendinle yüzleşmekle başlıyor diyorlar öyleyse zihnimizdeki çatlakları, irademizdeki boşlukları, duygularımızı, tepkilerimizi gözlemleyebilme becerimiz gelistikce 4x4 hayata yakınlaşıyoruz demektir. Kendini tanıma yoluna girince sevdiklerinide tanırsın. Çocukların gözlerindeki sevinci, annenin kollarındaki sevgiyi, babanın omuzundaki desteği yakalarsın. Kalıcı dostlarının seni nasıl koruyup kolladığını izlersin.
Bu anahtarın açtığı kapınında hayatındaki en önemli kişilerle dolu olduğunu bilmenin keyfi bambaşka.

2. Olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol. (Mevlâna)

Eger dürüst  değilsen kendine, olsan olsan palyaçosundur karşındakilere. Davranışlarınızla, yürüyüşünüzle, bakışlarınızla, kimlerle zaman geçirdiğinizle bir bütündür kim olduğunuz. Olmadığınız birisi gibi olmaya çalışmak demek kendinizi yaşarken mezara koymak olacaktır. 
Kilitledim o kapıyı hemen 4x4 yaşamdan uzaklaşmak istemem.

3. En yukarda aşk var. (Aziz Paul)
İnsan yüreğinden akan tek şeyin kan olduğu fikrindeyken hiçte öyle olmadığını  deneyimliyorum. Aşk olmazsa, sevgi ilişkileri yoksa, biri icin özel, biri de sizin icin vazgeçilmez değilse, hayat kuru bir yapraktan farksızlaşmaz mı? 
Aşk, herşeyi bir arada tutan bir güç.
Aşk tüm enerji formlarının içerisinde dolaşan bitmeyen bir enerji.
Aşk kendini besleyen kocaman bir dünya.
ve bu dünya bizimle toprak ana arasında bir yolculuk. Bu ilahi aşkı kendime yol gösterici seçiyorum.
ve hep hatırlamak için aynaya bakıyorum. 
Açtım bu kapıyı ardına kadar  ve asla ama asla kilit vurmayacağıma söz veriyorum. Anahtarıda üstünde bırakıyorum ki aşka kapı kapanmaz diye hatırlayayım.

4. Dünyayı hayal gücü döndürür. (Albert Einstein)
Yaptığımız her şey hayal kurarak başlar. Hayat -herkes için- hayalleri gerçekleştirmek ve yapabileceğinin en iyisi, olabileceğinin en güzeli peşinde gitmektir.  Her şey bir hayal ile başlar. Zihindeki bir resim, soyut bir düşünce. Ve bu oda herzaman hayallerimizi gerçeğe dönüştüren o mekanizmayı saklar içinde. 
Hayal kurdukca firsatların çoğalmasını tesadüf diye adlandırmak gereksiz. Doğurudur ki hayal cesaret ister, ama inanin ki  cesaret sonradan inanca dönüşür ve korkularınızdan sıyrılabilirsek başarı gelir. 
Hayaller gerçeğe dönüştükçe, karşımıza çıkan fırsatları yakalayıp değerlendirdikçe devamı da gelecektir. 
Çalıştırdım makinayı ve hayaller üretiyorum korkusuzca, sürekli, daima...

5. Ya yap ya yapma. Denemek yok! (Yoda - Yıldız Savaşları)

İçerisi alev alev odanın. Korkutucu, açmayayım demek en büyük yanılgı.
Hayat seri hareket, karar ve kararlılık gerektirir. Tereddütte kalanlar geride kalır. Sorumluluk alıp hayatımızı kendimiz inşa etmeliyiz. O zaman tereddütler bir bir yok olmaya mahkum olacaktır. Zaten ne demisler, "Hayatın üstüne gitmezseniz hayat sizin üstünüze gelir." Sonra altında kaldım diye oturup ağlamamak lazım.
Hayatı basitleştirmek, sadeleştirmek bu odanın kabiliyeti. 
Basite indirge, indirge, bir kere daha indirge... 
Ne kaldı geriye diye korkma. Kalanlar tam istediklerimiz.
Yaz istekler listeni, ama kısa tutmak lazim. Kısa tutmalı ki odaklanabilesiniz. Güneş ışığına büyüteç tutmak gibi, odaklamazsanız hayatı yakamazsınız. Hayatı yaktığınızda öleceğinizden korkarsanız ölürsünüz, küllerinden doğan yeni bir anka kuşunu ıskalarsınız. 
Bu oda korkmadan yanmak için bekliyor beni.

6. Kabiliyet yoksa sanatçı olmaz, ama çalışılmadıkça kabiliyet hiç bir işe yaramaz. (Emile Zola)
Ancak akıllı, bilinçli ve odağı şaşmayan çabalar sonuca ulaşır. Tango dans edemem diyen öğrencisine Einstein dediği gibi " 10.000 kere denedin mi?"
Bu sözü çocuklarıma sıksık telefuz eden ben baktım daha üçüncü beşinci denemde pes edebiliyormuşum. Oysa çabalama sonrası olası potansiyelin yapabilecekleri gerçekleşir. 
Elması yontmadıkça elimizde sadece bir taş parçası vardır. 
Elmasın ortaya çıkması icin geçirdiği zorlu yolculuk beni hep etkilemiştir. Tüm o darbelerden ve emekten sonra nihayetinde karşımızda duran paha biçilmez ve eşi olmayan bir sanat eseridir. 
Meşhur romandaki-Simyacı- Santiago gibi yerin altındadır o değerli taş ve yerin altı hemen yanı başımızdadır. Kendine karşı kazanacağın her utku seni kusursuz güzelliğe bir adım daha yakınlaştırır. 
Girdim bu odadan hatta kapıyı üzerime bile kilitledim... 
Paha biçilmez olduğuma inandığımda kapı kendinden açılır nasılsa.


7. Hayatı yaşamanın iki yolu var. Biri hiçbir şey mucize değilmiş gibi yaşamak... Diğeri herşey mucizeymiş gibi yaşamak. (Albert Einstein)Hiç inanmadan mucizeler yaşarken ben bir günde iki çocuk annesi olmakla onurlandırıldım. Evet yaşanan onca şeyden beklediğim mucizelerim olmadı ama bizim algılayamadığımız bir devinim var evrende. Bu gün kötü gözüken yarın şansımız olabilmekte.
Ondandır ki artık diyorum, Mucizelere inanın, mucizelere açık olun, karşınıza çıkanları fark edin, takdir edin. Şükredin. 
O kapıyıda hiç kapamayın. Kapının içindeki pencereleride ardına kadar açın. 
Zira güneş girmeyen eve doktor gelir!





NOT: Bu tatili bana yar eden Lisa-Mordo-Murat-Lazar-Pelin sizi seviyorum.
Çocuklarıma bakan anam sen bir tanesin.
Anama destek babam harikasın.
Ve canım oğluşlarım bir sonrakinde beraber diyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder