1 Mart 2010 Pazartesi

Narsist olabilecek miyim?

Geçenlerde arkadaşımın gönderdiği bir e-mailde bir yazı okudum ve kalakaldım, beni klavyemi tuşlamaya sevk ettiği için ona buradan tebriklerimi uçuruyorum.

Hikaye bir kadının en unutulmaz karşılaşmasıyla ilgiliydi. “Aynaya bak, anlarsın! “ diyordu yazıda. Okuduğumda saat epey geç olmasına rağmen son sürat kalkıp aynaya koştum. Banyodaki ayna daha aydınlık diye onu seçtim ve gözlerimle karşılaştım. Bakışlarımı yakaladım. Donuk ve heyecansız, hatta oldukça yorgun.

“ Aslında ben bu değilim” dedim savunurcasına ve kendi halime güldüm. Tekrar bu olmadığımı ispat etmek için aynaya bakarken arkamdaki boy aynasında kendimi göz ucuyla süzer buldum.

Balık eti sınırında, pek de cezbedici bulmadığım bedenimin bana sırıttığını görmek önce beni çok rahatsız etti. Ama sonra hızla buzdolabımın üstündeki yazıyı, beynim gözlerimin önüne getirdi.

” Parmak izin sadece senindir ve ondan bir tane daha yoktur. Sen değerlisin.”

Ay ruhum okşandı, yüzümdeki muzip gülümseme gözlerime yansıdı ve birden aynadaki görüntüm değişti kocaman bir narsisizm balonuna dönüştü. Kendimi seviyorum ve destekliyorum, derken buluştu gözlerim aynadaki benle, gözlerim şöyle fısıldadı; “ Kendimi ne olursa olsun çekici buluyorum. ”

Hepimizin yaptığı hata, medyanın ve modanın da destekleriyle mükemmellik arayışı halinde olup, kendimizi sevmekten çok eleştirmek.

Bu size biraz basit görünebilir, ama kendimiz üzerindeki etkimize ne kadar kıymet veriyoruz? Kendi önemimizin farkında mıyız? Sadece kendin için güzel olmak sorularının cevapları genelde hep kaçamaklarla dolu olur ve çok azımız – hayatımda buna evet diyenlerin olması da güzel - “ Ben, sadece benim için çok önemliyim. “ diyebiliyor.

Narsisizmin sözlük anlamı.....Kendini sevme özelliği , herşeyin olduğu gibi bununda aşırısı hastalık oluyor tabii ki ama dozunda narsisizm bence çok motive edici hayat karşı.

Şimdi deseler ki, bir adaya düştünüz ve yanınıza alacağınız 3 şey ne olur?
Bu klasik soruya cevap, cep tel, laptop gibi teknolojik aletlerle online olma haline dönüşecektir oysa siz hiç bir adaya sadece kendinizle başbaşa kalmak için ve kendinizi şımartmak için düşmeyi hayal edebilir misiniz?

Hayatta kendimizden başka gerçek dostumuz mu var ki yanımıza başka şeyler almak ihtiyacındayız? Neden başkalarının gözlerinde ve dudaklarından çıkacak 2 sözde arıyoruz kendimizi?Bizden başka bizi önemseyen var mı bu kadar derinden ve kendimizden başka kimse var mı bizi bu kadar iyi tanıyan?
Doğal olarak bizi bu kadar iyi tanıyan biriyle başbaşa kalmak ürkütücüdür ama bir kere tadına varılırsa ben eminim yalnız tatile çıkanlar, sokakta yürürken gülümseyenler artacaktır.

İnsanın bir statüsü vardır. Herşeyi yönetmek ve üstünde hakimiyet kurmak ister ama düşünmek lazım. Bilmek ihtiyacı duyduğumuz veya hakimiyet kurmayı hedeflediğimiz şey aslında nerde?

Bence kalbimizde, ruhumuzda, vücudumuzda ve aklımızda. Bizler kendi kendimizin en iyi öğretmeni ve de öğrencisiyiz. İçimizden gelen sesin mesajlarına kulak verirsek, ihtiyacımız olan bütün bilgi ve yönlendirmeye sahip olduğumuzu görürüz. Size ilişkin bütün cevapları sizden başka kim bilebilir ki?

Diyelim ki gittiniz bir medyuma ve size tavsiyede bulunmasını istediniz, ya da en iyi arkadaşınızdan size öneride bulunmasını istediniz, eğer duyduklarınız sizin içinize sinmezse boşuna zaman kaybıdır diye düşünenlerdenim. Yani siz ancak içinizdeki çocuğu kandırabileceklere inanır olacaksınız. Böyle düşünürsek medyumlar ve falcılar, üzgünüm ki işsiz kalacaklar.

Daha 2010 ilk ayları, kendi kendimizle başbaşa kalalım. Kendimize karşı ezici ve kırıcı olmadan, kendimizi tanımak için zaman ayıralım.
Geçmiş için kendimizi yargılamayalım ve gelecek için endişe duymayalım, Kendimizi ÇOK sevelim.
Farkına varmadınızsa diye söylüyorum, her birinizin parmak izi TEK!

3 yorum:

  1. Sevgili stellam..bazen o ikinci üçüncü kişilere gereksinim duyabilirsin..narsist bir olguyu kaybetmişsen onu tekrar edinmek için seni birilerinin silkelemesi gerekir ki bunu en iyi bilenlerden biriyim..Bir insanın kendini işe yaramaz ve silik hissetmesi kadar zor ve katlanılmaz bir durum yoktur..işte o en çekilmez dönemde biri sana gerçekleri dan dan söylemeye başlar bu çok acı gelir önce..niye bana bunları söylüyo halbuki o benim en iyi..............(o her neyin oluyosa)

    sonra dediğin gibi aynanın karşısına geçersin ve o acınası haline bakarsın..O acınası halin sana derkii heyyy nereye kadar..ve uyanırsın dalmış olduğun uykudan gerekirse hıçkırıklarla ağlarsın ve bunu düzeltmeye önce kendini sevmekle sonra kendinin farkına varmakla ve önce kendini sonra etrafındaki kişileri affetmekle devam eder;ve ortaya yepyeni bir sen çıkarırsın...
    yani diyeceğim şu ki: bazen dostlara bunları söylemesi için ihtiyacımız olur ama bunları söyleyebilecek dostların varsa....
    önce kendimi sonrada seni seviyorum eski dostum
    ELZA

    YanıtlaSil
  2. ben maalesef bu yazıya katılamayacağım..ben narsist olmanın iyi birşey olmadığını düşünüyorum!insan kendine tapınma yerine kendine güvenmeli ve hayatta yapmaktan zevk aldığı şeyleri yaparak kendini bulmalıdır..ozaman zaten güven kendilğinden gelir.Insanın kendinden başka birilerini sevme ihtiyacı herzaman vardır..benim için hayvanlar mesela,onlar karşılıksız sever :))) öptüm

    YanıtlaSil
  3. elzacığım, yoruma cevap ancak tebrikle olacak.Başardın! biliyorum zordu ama hepimiz başarmak için uğraşıyoruz.

    YanıtlaSil