14 Haziran 2011 Salı

40 GÜN 40 GECE...







İlona'dan Kırmızı...
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur zaman içinde uzak diyarlarda herkes tarafından çok sevilen, gözetilen ve korunan bir peri yaşarmış.





Bu peri kıvırcık saçlı, tombul, güleryüzlü ve çok sempatikmiş. Bu perinin herkes tarafından bunca sevilmesi, yüreğinin ayna görevi görmesindenmiş. Ona bakan herkes, kendinden bir parçayı görür, kendini korumak için de bu periyi korumaya alırmış. Yüzündeki aydınlık ve huzurlu ifadeyi geri yansıtabilmesi bu perinin bir meziyetiymiş. Perinin olduğu yerde diğer perilerin hayatlarındaki zorluklar kolaylanır, sevgileri paylaşarak artar, tüm evreni güzellikler kaplarmış. Herkesin kendi sorunları olsa bile bir araya geldiklerinde birbirlerine ayna olur tüm dertlerini unutur, her yeri kahkaha sesleri doldururmuş.


Gel zaman git zaman, kötü kaderin oyununa yenik düşen bu yüreği aynalı sempatik perinin yüzü gülmez olmuş. Yanaklarından süzülen yaşlar nehirleri doldurup taşırmış. Bütün periler bir araya toplanıp bu perinin yüzünü nasıl güldürebileceklerini düşünmekten uykusuz kalmışlar. Sonunda birlikte birşey yapmaktansa herbiri onun yüreğindeki aynadan yansıyanları ona geri vermeye karar vermişler.
Yardım perileri....



Yardım perileri...

















Sivas Sivas olalı beri böyle işkence görmedi Grubu gecemizi ölümsüz kıldılar... Teşekkür ederiz!








Gecenin sonu ama 40 gün devam edeceğinden planın sonu değil tabii ki:)

GURUR TABLOM, SİZLERİ SEVİYORUM...

Destek perisi onu her hafta evine yemeğe davet etmiş.


Dost perisi her gece onun yanında uyumuş.


Tatil perisi onu yazlığında ağırlamış.


Sohpet perisi onu hergün kahve içmeye çağırmış.


Eğlence perisi onu her gece sokağa çıkarmış.


Tatlı perisi ona her gün çeşit çeşit pastalar yapmış.


Aşk perisi ona yüreğindekilerin peşinden koşmasını tembihlemiş.


Anne peri ona sıkı sıkı sarılmış, gözyaşlarını silmiş.


Kardeş periler ona süpriz hediyeler almış.


Küçük periler onu gıdıklayıp güldürmüş.


Derken bir öğlen vakti, tam güneşin en parlak ışıklarını yeryüzüne gönderdiği anda, yüreği aynalı perinin aynası gene eskisi gibi pırıl pırıl parlamış ve herkese gülen yüzünü göstermiş.


Bu hikayede burda başlamış...


23 Mayıs'ta bana klip yapıp fuarın ortasında beni ağlatan, akşamına benimle Amsterdam'ın en güzel steak house yemek yiyen( hemde ofis hesabına:), 26 Mayıs'ta uçakta bana pasta ve şampanya ulaştıran, 27 Mayıs sabahında yatağıma 40 kırmızı balon koyan ve onları şişirirken nefessiz kalan, 3 Haziran gecesi benimle birlikte soframı paylaşan, dans eden, hediye alan, gelemesede hediyeme katkıda bulunan, gelemesede zihninde bana katkıda bulunan,
 4 Haziran sabahı beni 9'da " 40, bu boru değil diye" uyandıran ve binlerce kere beni her yerden tebrik eden isimlerini bizzat bildiğim TÜM PERİ dostlarıma sonsuz sevgilerimle...


Aynam eskisi gibi ışıldıyor sayenizde. İyi ki varsınız!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder