17 Haziran 2016 Cuma

GOD's SELFIES




Iki arada...
Siz hiç iki kelime arasında sıkışıp kaldınız mı?
Söylemek istediniğiz ya da duymak istediğiniz arasında boşlukta asılı duruyor gibi hissettiniz mi?
Örneğin günaydın ve canım yazan ama ötesi olmayan sözcükleriniz oldu mu?
Seni seviyorum ve iyi geceler diyen ama arası boş olan uzun bir gününüz oldu mu?
Güneş doğarken ve ay çıkınca sarılıp, diğer anlarda çok uzak olduğunuz bedenleriniz oldu mu?
Kalbiniz sıcacıkken, ellerinizin buz tuttuğu oldu mu?
Belki de iki sözden başka söyleyecek kelimesi olmayan bir dostunuz oldu mu?

Bütün bunların toplamına verilebilecek bir isim düşünürken aklıma " BEKLENTİ" geldi.
Hiçbir şeyin yetmediği, hep bir fazlasını talep ettiğimiz günlerdeyiz. Mutluluk hep bir üst basamakta. Tavşan havuç oyunu misali asla yakalayamıyoruz. Ama tavşanda var, havuçta ve bu kimseye yetmiyor.

Sabah kalkıyorsunuz birisi aklına koymuş, kendinde de hak bulmuş, çıkmış meydana taramış milleti.
Kınıyoruz ve üzgünüz arasında başka yazacak sözcük yok.
Gururla sahnedeki gösteriyi seyrediyorken, alkışla gözyaşı arasındaki kestirme yol gibi.
Iki kelime ve sonrası boşluk.

Ter akarken sırtından, bunun calışmaktan değil de keyiften olduğunu anlayacak iki kelime arıyoruz illa ki. Ardından kalbimiz hissediyor; Acı ve Kazanç. 
Arası kocaman bir vadi.

Tuşlar tıkırdarken yürek suskunsa, iki arada heyecan ve hüzün.
Gecenin bir yarısı baş ucundaki telefonun ekranı aydınlarısa; Deli midir nedirle, rüyasına girdim arasındaki derin çukur. 

Yatarken sarıldığın sıcacık peluş bebeğin yüreği ısıtan sevgisiyle, sol yanındaki boşluğun sivri tepesinde asılı kalıveriyor insan.

Liste uzun uzun devam eder iki arada. 
Oysa o an olanla sonra olanı, neden-sonuçla biribirine bağlamak derdindeyiz. 
O an olan oluyor ve bizler hep bir sonraki kareyi ön görüp mutsuz oluyoruz. 
Olan oluyor. Hoşuna giderse devam, şikayet varsa değiştir. Illa ki daha iyisiyle karşılaşacaksındır. Mevcutla baş etmekten, konfor alanında kalmaktan gereksiz mutsuzluklarda yüzmek istemiyorsan, değiştir. 
Tamam değiştiremiyor olabilirsin. Kabul et o zaman. 
Kabul hali ile mutlu uyanacaksın göz yaşlarıyla ıslanmış yastığından. Sabah olduğunda göz yaşları çoktan kurumuş, karanlık gökyüzü çoktan aydınlık olacaktır.


Esneme hareketlerini yaparsın, ardından yüzüne kocaman bir gülücük oturtursun. Ayaklarını yere indirir parke zemine ayaklarını basarsın. Bedenini yukarı doğru kaldırır, iki ayağının üzerinde durursun. Işte mucizenin kendisisin. 
Mevcudiyetin bile bir mutluluk bu evrene. 
Çünkü sen Tanrı’nın özçekimisin. ( WE ARE GOD’s SELFIES)

Haydi bakalım varsın iki arada kalsın sözcükler, kalanlara selam olsun biz yola devam…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder