22 Aralık 2015 Salı

NOT TO DO LIST




Evet, günlerden gene bir yılbaşı arifesi. Muhasebe zamanı bana. Belki sizler de aynı hallerdesinizdir. Hani yazdık ya senenin ilk günü heyecanla bu sene yapılmasını, olmasını istediklerimizi, dileklerimizi... Bu gün geçen 365 gün hayallerimize ne kadar yaklaştığımıza bakma günü. Karne notu heyecanı gibi. 

Bir taraf derslerden alınan notlar, diğer taraf kanaat notları. Bir taraf çalışmaların karşılığı, diğer taraf ise davranışların, duruşların, tutumların, farkındalıkların. İyi bir karneyi sadece kendin değil, bütün evren alkışlar. Kendimi alkışlayacağım bir karne için bütün sene çabalayan ben, önce 365 gün önceki 31 Aralık’ta yazdığım son cümleleri  okurum. Ardından da 1 Ocak'taki özenle üzerinde çalışarak oluşturduğum TO DO LIST’ime bakarım. Nelere hedef koymuşum, hedefe ulaşmak için ne yapmışım, yüreğimden kopan o planlarım tutmuş mu, her birine çıktığım yolculuklar sonuçlanmış mı ya da gidip gidip varamamışmıyım, yazılarda mı kalmışım. Kaldıysam vardır bir nedeni deyip, üzerine çizik atıp, gözyaşı dökmeden kalbimin sesini dinlemişim, kimbilir belki de yapmak istememişimdir. Karnemin kanaat notu olur bunlar bana. Doğrudur ki kendime zorlayıcı bir tipim, ama bu yolla BEN, Ben oldum!
Ama geçen 365 günde bir bakış açısı değişikliği yapmiş olmalıyım ki  bu sene ilk defa 1 Ocak tarihli bembeyaz, umut dolu sayfaya  TO DO LIST’ler yerine, TO NOT DO LIST’lerimi sıralama kararı aldım.
“Not to do” derken yapmayacaklarım değil, neleri yapmasam da hayat hala güzel, keyifli ve anlamlı bir yolculuk olabilecektir listesi bu. Maddeler dizi dizi birinci sayfaya eklendiler ama belki Ocak ayının ortalarında, belki de Mayıs'ta değişir yeniden. Sonuçta yoldayız  listeler kalıcı olamayabilir. Sabit noktadan baktığımız manzaramız güzel. O manzaraya bakmak uğruna çabalamamız lezzetli ama zaman zaman biraz yağmur, azıcık sis, biraz da gök gürültüsü olacak. Sonra güneş açacak ve sıcacık ışınları gene keyifli manzarayı kaplayacak. Sisler dağılacak hem de öylesine. İşte keyif bunlar arasındaki anı sessizce ve teslim olarak  izlemekte. Sonuçta bardakların kırılmadığı bir dünya yok. 

Çok keyfli bir sene olacak, buna gönülden inanıyorum. Çok istediklerimizden, çok tarzımıza uygun, bu dünyanın hak ettiği gibi ve çok özel. 365 yeni gün, hakkını vermek lazım gelir. Belki yazıda sayı büyüklüğü belli olmuyor ama  yaşanınca kocaman. İçinde savaş, göz yaşı, acı, kaos, politik kusurlar illa ki olacak ama birey olarak bunlara karşı yaptıklarımızın önemli olacağı bir sene olsun. Amaç için koşanlara destek vermek, bir mesajla hiç tanımadığın insanların gönüllerine dokunmak, bir kampanyanın parçası olarak bu dünyaya daha güzellikler ekebilecek kadar kocaman.

Ve LİSTE!

DON’T DO #1: kalabalık tatiller

Yalnız başıma tatile gitme konusunda garip düşüncelerim var. Sıkılırım derdim. Hem de bunca dost varken neden yalnız gideyim ki? Derken bu sene listeye giriverdi.















DON’T DO #2: kalıplaşmış lezzetler
Rakı balık bana göre değil, sevmem haz etmem. Denedim mi? Yoo... Ne olur denesem belki farklı lezzetler yakalarım. Farklı lezzetler, farklı bakış açılarıdır denemeye değer.




DON’T DO #3: kontrol altına almak

Sarhoş olmak!!!! Cık Cık Cık........ Aman Ha! Kontrol elden kacar, aman ha! Ne hallere düşersin sonra. Boşver ol gitsin. Kontrol edebildiklerinle nereye vardın ki, bırak biraz kontrol edemediklerin seni götürsün gideceğin yere. Sule’nin facebook postunda dediği gibi; Hayata elini ver ve seni nereye götüreceğine şaşır!










DON’T DO #4:  doğru yanlışlar
En olmayacak yerlerde, olası olmayan ilişkilere eklenmek. Kimbilir belki de en olacak olanı o dur.  















DON’T DO #5: beklentiler

En yakınların en büyük mutluluğundur. Eşin, çocukların,ailen, dostların vazgeçilmezlerindir. Ancak hepsiyle sevgiden dolayı beklentilerimiz vardır. Küçük bile olsa beklentisiz ilişkiler eğer bilge olmadıysak zordur bence. Tabii ki sevgimiz sonsuzdur ama genede arasınlar, yazsınlar, paylaşsınlar isteriz. İşte listeme bunu da ekledim. Beklentiler OUT. İçsel mutluluklar IN. Bunu elde etmenin tek bir yolu olduğunuda ekledim, “ AN’da KAL”. 

                   






             











     


            


























DON’T DO #6: planlı ajanda
1 ocak 2015 listemde 1.sırada akışta kalmak varmış. Geçtiğim 365 günümüde fena geçirmedim açıkçası. Daha az plan, bu seneki listemde gene var. Geçen sene korkarak yazdığım madde bu sene daha bir emin olarak eklendi. Farkettim ki plan yaptıkça süprizler kaçıyor. Olabilecek olanlara boşluk yaratılmıyor. 
Plansız bir ajanda bazen en keyiflisi olabilir. İş saatlerinde planlı, hayata dair plansız günlere...


DON’T DO #7: Düşünerek karar almak
Ani karar almak! Kötüdür değil mi? Hep söylerler, “ Öfkeyle kalkan zararla oturur,” “İyi düşünmeden karar almayın,”  Yok canım, bu sene ani kararlar alacağım. Hesapsız, öylesine. Kötü kararsa da varsın olsun, hepiniz yanımdasınız gelir zırlarım omuzunuzda. Ama zaten hepsi büyüme hormonu. ( Bunu başka bir blog yazısında yazarım belki... J)





DON’T DO #8: herşeye yetişmek

Yok yok yok! Bu sene bir çok şeye yetişemeyeceğim. Kaçıp gidecek. Sadece çok  istediklerime evet. Bu sene ben mutlu herkes mutlu olsun... Bana iyi geleceklere odaklanıp enerjimi onlara teslim edeceğim. Bir koltuk ve tonla karpuz yok bu seneki listede. Annemin gülümsemesini görebiliyorum. Sisterhood seninkini deJ






DON’T DO #9: mükemmel anne, evlat, dost, eleman

Mükemmel olmak nedir ki? Çıta hep yükselir, varamadığın gökyüzü sanırsın. Oysa ki göklere çıkmak öyle kolay ki. Hiç bir limitin olmadığını anlamak ve her yükselişten keyif almak. Oysa durduğun yeri sürekli kontrol edince yükseldiğini farkedemiyorsun. Bu sene ütüsüz çarşaflar, dağınık mutfak, bitemeyen işler, iptal edilen planlar , yarım yazılar, bitmeyen cümleler olsun.


DON’T DO #10: vicdan yapmak
Ne demek vicdan? Kişinin kendi niyeti veya davranışları hakkında “kendi” ahlaki değerlerini temel alarak yaptıklarını veya yapacaklarını ölçüp biçtiği bir kişilik özelliğidir. İnsan kendiyle hesaplaşmaya bayılır. Doğasında var. Ancak bazen kendi doğasının gerçeklerini tek gerçek sayar. Gözlerini kapar ve gökyüzünde yaşadığı yıldızından hızla yere çakılır. Oysa öyle çok yaşanacak an var ki bunları bilinen kodlara teslim etmek doğru mu? Farkında olarak yaşama hakkımı kullanıyorum.




Bizi anlayan, dinleyen, sessizliğimizi paylaşan, ruhumuzu okuyan, tadımızı bilen insanların gözünde ışık oluruz; kalplerinde umuda, gönüllerinde keyfe ve tüm bunlarla birlikte damaklarında lezzete dönüşürüz, diyor canım Göknur. Sonra da ekliyor; Sevgiyle yapıldığında tüm bunlarla çoğalacağımızı biliriz. Çünkü biz dönüşerek güçleniriz ve sonsuz oluruz. Aslında hepimiz bunun farkındayız!

Yeni 365 gün Hoşgeldin!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder